Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
***
***
Hürriyet'in imzasını yakından tanıdığınız muhabiri Toygun
Atilla'nın bugün yasadışı telefon dinlemeler yaptıkları için gözaltında olan
yüzün üzerinde polis müdürü tarafından pek de sevilmeyen biri olduğunu bilmek
için öyle derin bilgilere sahip olmak gerekmiyordu.
Toygun Atilla'yı sevmiyorlardı; çünkü Ergenekon dosyasından
başlayarak bu polislerin yaptığı soruşturmalarla ilgili kimi eleştirel
haberlere imza atmıştı. Haberleri yalanlamak yerine onu 'Ergenekoncu' ilan
etmeyi tercih ettiler; çünkü haberler sağlamdı.
Dün Hürriyet'ten öğreniyoruz ki Toygun Atilla'nın elektronik
posta hesabı da, telefonları da uyduruk suçlamalar bahane edilerek yıllarca
izlenmiş. Bunların hepsi de mahkeme kararlarıyla olmuş!
Benim bu konudaki en iyi örneğim aslında İzmir'de bir hakim
için verilen dinleme kararı. Hakim, o kadar hiçbir şeye bakmadan önüne gelen
kararı imzalamıştı ki, kendi imzasıyla kendi telefonunu da dinleme listesine
sokmuştu.
Daha önce yazdım, MİT'i dışta bırakacak olursak temelde iki
çeşit dinleme yapılıyor: Bir suç soruşturması sebebiyle yapılan 'adli'
dinlemeler ve polisin 'suçun işlenmesini önleme' görevi çerçevesinde yapılan
'istihbari' dinlemeler.
Kamuoyunda duyulan bütün büyük soruşturma ve davalarda
benzer bir yöntem izleniyor: Önce 'istihbari' dinlemeler yapılıyor; bunun için
sahte isimler, mahlaslar vs kullanılıyor. Öyle ya Türkiye bir terör ve
uyuşturucu kaçakçılığı ülkesi, terörü önlemek için de istihbarat lazım. Polis
mahkemeye böyle gidince akan sular duruyor.
Sonra bu istihbari dinlemede elde edilen kimi bilgiler
isimsiz bir ihbar mektubuyla polis tarafından kendi kendine postayla
yollanıyor. Mektubu alan polis savcıya gidip adli soruşturma başlatıyor ve düne
kadar takma isimle, sahtekarlık yaparak dinlediği telefonu 'adli' olarak
dinlemeye başlıyor.
Birkaç ay önce yapılan bir yasal düzenlemeyle bu 'adli'
dinlemelere bir dizi sınır getirildi, hakimlerin kararlarında daha dikkatli
olmaları için daha dar bir çerçeve çizildi vs.
Bu yeni yasal düzenlemeler yetersiz olmakla birlikte sorunun
göbeğine hitab eder nitelikteydi. Yasal düzenlemeye rağmen hala özel hayatın
teşhirinin önüne geçecek yeterli düzenleme yok örneğin. Denetim hala yok.
Yasada öngörülen kurallara uymamanın bedeli belli değil. Vs vs vs...
Ama adli dinlemelerin yarattığından daha büyük sorunu
istihbari dinlemeler yaratıyor. Bu konuda adam gibi bir düzenleme yapılması ve
telefon dinleme, iletişimi izleme gibi gerçekten olağanüstü olan bu imkanın
sahiden suç işleme şüphesi bulunanları izlemek için kullanılması gerek.
Nasıl yapılacak, nasıl olacak?
Mutlaka bu sisteme sisteme dışarıdan bakabilecek ve sistemin
kendisiyle bir çıkar uyumu içinde olmayan denetçi lazım.
Acaba Amerika başta Batı ülkeleri istihbari dinlemeyi nasıl
düzenliyor, nasıl beceriyor?
Fotoğraflarınız elden ele dolaşsın ister misiniz?
İki hafta önce İngiliz The Guardian gazetesi, daha önce
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA için bir taşeron firmada görev yapan ve
elde ettiği bilgileri basına açıkladığı için artık Rusya'da yaşamak zorunda
kalan Edward Snowden ile bir mülakat yaptı.
Snowden mülakatta, NSA adına çalışırken ofiste sık sık tanık
olduğu bir durumu anlattı. Elektronik postaları izleyenler, eğer o posta
gönderenin veya alıcısının uygunsuz, çıplak, hatta sevişirken çekilmiş fotoğraf
veya videosunu içeriyorsa bundan bir çıktı alıyor ve ofisteki erkek
muhabbetlerine meze yapıyor, sağa sola gönderiyorlarmış bu resim ve videoları.
NSA Amerika'da teröre karşı istihbarat yapmak için ülkedeki
ve dünyadaki bütün elektronik posta trafiğini, bütün sosyal medya trafiğini her
an izliyor ve bakın NSA ofislerinde neler oluyormuş...
Bizde de yıllar önce MİT'te daha işe yeni başlamış bir alt
düzey memurun yakın bir arkadaşına karısının onu aldatıp aldatmadığı konusunda
yardımcı olmak için kadının telefonlarını izlediği ortaya çıkmıştı, hatırlayan
hatırlayacak.
Oysa istihbari dinleme bir yanıyla çok hayati ama bir
yanıyla da çok dikkatle, hassasiyetle yapılması gereken bir şey. Amerika'da
veya Türkiye'de sistemi kötüye kullananların engellenmesi sisteme güveni
korumak için önemli.
Bizde sistemin çok yaygın biçimde kötüye kullanıldığına dair
onlarca cezasız kalmış örneği art arda sıralayabilirim.
Amerika'da sistem hakim tarafından denetlenir ve işlevseldir
çünkü orada hakim öncelikle meseleye insan hakları açısından bakar, şüpheli
hakkını gözetir. Bizde bu denetim işe yaramaz çünkü hakim 'devletin hakimi'dir
en azından veya bir cemaatin, ideolojinin vs.
Bizim bu denetim meselesini çözecek bir ortak aklı üretmemiz
gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder