Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
*
*
Seçimin ortaya koyduğu parlamento aritmetiği ve bu
aritmetiği ortaya çıkaran siyasla ortam birbirinden bağımsız iki ayrı şey
değil.
Aşırı kutuplaşmış, siyasi anlaşmazlıkların nefret
seviyesinde ve savaş diliyle ifade edildiği bir siyasi ortamdan geldiğimiz için
bugün bu aritmetiğe sahibiz. Bunu hiç unutmamak gerek.
Şu an itibarıyla bütün siyasi aktörler, mecburen o
aritmetiğin emrettiği seçenekler içinde hareket edecekler. Ve o aritmetik bize
iki tür koalisyon imkanı sunuyor sadece.
Birinci türün adını 'Devri
sabık' koalisyonu koyalım; yani geçmişin hesabını sormaya odaklı bir
koalisyon. İkinci tür koalisyonun adını ise 'önümüze bakalım' koyalım.
Mevcut aritmetik bu iki koalisyon fikrinin veya türünün aynı
anda yaşayamayacağını bize söylüyor.
Birinci tür için, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi
Hareket Partisi ve Halkların Demokratik Partisi'nin şu veya bu yolla bir araya
gelmesi, Adalet ve Kalkınma Partisi'ninse tek başına muhalefet olması gerek. Bu
üç parti, evet Ak Parti'den hesap sorma ve Ak Parti'yi iktidardan indirme
konusunda ortaklaşıyorlar ama acaba ekonominin canlandırılması, acaba eğitim
sistemi, acaba dış politika, acaba devam eden barış süreci konularında, yani
geleceğe bakmakta benzeşiyor mu? Bana soracak olursanız pek benzeşmiyor; kaldı
ki zaten mesela MHP ile HDP'nin aynı hükümette yan yana gelip gelemeyeceği de
meçhul; CHP ve MHP'nin HDP tarafından dışarıdan desteklenen zayıf bir hükümete
evet deyip demeyeceği de bilinmiyor.
İkinci tür olan 'Önümüze
bakalım' koalisyonu ise her durumda Ak Parti öncülüğünde kurulacak bir
koalisyon olacak, diğer iki partiyi muhalefette bırakacak. Burada Ak Parti'nin
olası ortağının ya CHP ya da MHP olması en büyük beklenti ama CHP, iktidar
ortaklığı için MHP'yi önerirken MHP de, CHP veya HDP'yi öneriyor. Açıkça
söylemediler ama sanırım HDP de, MHP'nin Ak Parti ile ortak olmasını öneriyor.
Yani aslında kimse Ak Parti ile ortak olmak istemiyor.
Bu iki tür koalisyondan hangisine gideceğimizi önümüzdeki
haftalar boyunca sürecek müzakereler belirleyecek.
13-15 gün içinde tamamlanacak olan Meclis Başkanlığı seçimi,
hangi çeşit koalisyona doğru yol aldığımızı da bize gösterecek.
Ak Parti kararını verdi, yetkiyi devretti
Adalet ve Kalkınma Partisi kurmayları neredeyse seçim
gecesinden beri toplantı halinde.
Önce bakanlar ve partinin MYK'sı birlikte toplandı. Sonra
Başbakan ve Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, MYK üyeleriyle teker teker başbaşa
görüşmeler yaptı. Ardından MYK ile bir kez daha toplanıldı; bu toplantıda artık
Ak Parti yönetiminde olmayan tecrübeli eski yöneticiler ve üç dönem kuralından
ötürü milletvekili seçilemeyen kimi önde gelen isimler de katıldı. Son olarak
dün il başkanlarıyla bir araya geldi Davutoğlu.
Bütün bu toplantılarda seçim sonuçları değerlendirildi ve
parti için bir yol çizildi. Çizilen yol elbette partinin seçim sonuçlarını
nasıl okuduğuyla da ilgili.
Benim edindiğim bilgi ve Başbakan Davutoğlu'nun dünkü
konuşması aynı yönde: Parti, seçim sonucunu "Seçmen Ak Parti'ye 'git' demedi,
onun yerine 'uzlaş' dedi"
şeklinde okuyor.
Böyle okudukları için de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
kendisine görev verdiğinde Davutoğlu, koalisyon kurmak için samimi bir çaba
içine girecek. Bu yönde partinin en üst karar organı olan MYK ona yetkiyi oy
birliğiyle verdi.
Ak Parti kurmayları, 'Koalisyon
demek temel ilkelerimizden vazgeçeceğiz demek değil ama bunları olmazsa olmaz
kırmızı çizgiler olarak söylemek de yanlış olur; bizim seçim öncesi
açıkladığımız 10 maddemiz var, yeni anayasa ve çözüm süreci diye başlayan, bu
ilkelerimizden vazgeçmeyiz' diyorlar.
Ak Partili bir koalisyon olabilirse ne ala, ama eğer
olamıyorsa bu kez kenara çekilecek parti ve öteki üç partinin hükümet kurup
kuramayacağına bakacak. Üçlü bir koalisyonun kurulabilse bile uzun ömürlü
olmasını beklemiyor Ak Parti ve erken seçime gidilme ihtimalini dışlamıyor, o
yüzden parti teşkilatına da 'teyakkuzda
olması' talimatı verilmiş.
Meclis Başkanı kimden olacak?
Anayasaya göre milletvekilleri yemin ettikten 5 gün sonraya
kadar Meclis Başkanlığına aday olunabilecek; bunu izleyen 5 günde de Meclis
Başkanını seçecek. İlk iki turda nitelikli çoğunluk aranıyor, üçüncü turda salt
çoğunluk olan 276 ve son turda da üçüncü turda en çok oy alan iki aday yarışıyor,
fazla oy alan kazanıyor.
Eğer muhalefetten en az bir parti Ak Parti ile uzlaşırsa
Başkan en çok üçüncü turda seçilebilir; yok uzlaşma olmazsa dördüncü turda
muhalefetten bir ismin adayının seçilmesi muhtemel.
Başkan en geç üçüncü turda seçilirse Ak Partili bir
koalisyonun, dördüncü tura kalırsa Ak Partisiz üçlü bir koalisyonun ihtimali
artacak. Ama sadece ihtimali.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder