12 Haziran 2015 Cuma

Bizi bekleyen iki muhtemel koalisyon var

Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
*

Seçimin ortaya koyduğu parlamento aritmetiği ve bu aritmetiği ortaya çıkaran siyasla ortam birbirinden bağımsız iki ayrı şey değil.
Aşırı kutuplaşmış, siyasi anlaşmazlıkların nefret seviyesinde ve savaş diliyle ifade edildiği bir siyasi ortamdan geldiğimiz için bugün bu aritmetiğe sahibiz. Bunu hiç unutmamak gerek.
Şu an itibarıyla bütün siyasi aktörler, mecburen o aritmetiğin emrettiği seçenekler içinde hareket edecekler. Ve o aritmetik bize iki tür koalisyon imkanı sunuyor sadece.
Birinci türün adını 'Devri sabık' koalisyonu koyalım; yani geçmişin hesabını sormaya odaklı bir koalisyon. İkinci tür koalisyonun adını ise 'önümüze bakalım' koyalım.
Mevcut aritmetik bu iki koalisyon fikrinin veya türünün aynı anda yaşayamayacağını bize söylüyor.
Birinci tür için, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Halkların Demokratik Partisi'nin şu veya bu yolla bir araya gelmesi, Adalet ve Kalkınma Partisi'ninse tek başına muhalefet olması gerek. Bu üç parti, evet Ak Parti'den hesap sorma ve Ak Parti'yi iktidardan indirme konusunda ortaklaşıyorlar ama acaba ekonominin canlandırılması, acaba eğitim sistemi, acaba dış politika, acaba devam eden barış süreci konularında, yani geleceğe bakmakta benzeşiyor mu? Bana soracak olursanız pek benzeşmiyor; kaldı ki zaten mesela MHP ile HDP'nin aynı hükümette yan yana gelip gelemeyeceği de meçhul; CHP ve MHP'nin HDP tarafından dışarıdan desteklenen zayıf bir hükümete evet deyip demeyeceği de bilinmiyor.
İkinci tür olan 'Önümüze bakalım' koalisyonu ise her durumda Ak Parti öncülüğünde kurulacak bir koalisyon olacak, diğer iki partiyi muhalefette bırakacak. Burada Ak Parti'nin olası ortağının ya CHP ya da MHP olması en büyük beklenti ama CHP, iktidar ortaklığı için MHP'yi önerirken MHP de, CHP veya HDP'yi öneriyor. Açıkça söylemediler ama sanırım HDP de, MHP'nin Ak Parti ile ortak olmasını öneriyor. Yani aslında kimse Ak Parti ile ortak olmak istemiyor.
Bu iki tür koalisyondan hangisine gideceğimizi önümüzdeki haftalar boyunca sürecek müzakereler belirleyecek.
13-15 gün içinde tamamlanacak olan Meclis Başkanlığı seçimi, hangi çeşit koalisyona doğru yol aldığımızı da bize gösterecek.


Ak Parti kararını verdi, yetkiyi devretti



Adalet ve Kalkınma Partisi kurmayları neredeyse seçim gecesinden beri toplantı halinde.
Önce bakanlar ve partinin MYK'sı birlikte toplandı. Sonra Başbakan ve Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, MYK üyeleriyle teker teker başbaşa görüşmeler yaptı. Ardından MYK ile bir kez daha toplanıldı; bu toplantıda artık Ak Parti yönetiminde olmayan tecrübeli eski yöneticiler ve üç dönem kuralından ötürü milletvekili seçilemeyen kimi önde gelen isimler de katıldı. Son olarak dün il başkanlarıyla bir araya geldi Davutoğlu.
Bütün bu toplantılarda seçim sonuçları değerlendirildi ve parti için bir yol çizildi. Çizilen yol elbette partinin seçim sonuçlarını nasıl okuduğuyla da ilgili.
Benim edindiğim bilgi ve Başbakan Davutoğlu'nun dünkü konuşması aynı yönde: Parti, seçim sonucunu "Seçmen Ak Parti'ye 'git' demedi, onun yerine 'uzlaş' dedi" şeklinde okuyor.
Böyle okudukları için de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kendisine görev verdiğinde Davutoğlu, koalisyon kurmak için samimi bir çaba içine girecek. Bu yönde partinin en üst karar organı olan MYK ona yetkiyi oy birliğiyle verdi.
Ak Parti kurmayları, 'Koalisyon demek temel ilkelerimizden vazgeçeceğiz demek değil ama bunları olmazsa olmaz kırmızı çizgiler olarak söylemek de yanlış olur; bizim seçim öncesi açıkladığımız 10 maddemiz var, yeni anayasa ve çözüm süreci diye başlayan, bu ilkelerimizden vazgeçmeyiz' diyorlar.
Ak Partili bir koalisyon olabilirse ne ala, ama eğer olamıyorsa bu kez kenara çekilecek parti ve öteki üç partinin hükümet kurup kuramayacağına bakacak. Üçlü bir koalisyonun kurulabilse bile uzun ömürlü olmasını beklemiyor Ak Parti ve erken seçime gidilme ihtimalini dışlamıyor, o yüzden parti teşkilatına da 'teyakkuzda olması' talimatı verilmiş.


Meclis Başkanı kimden olacak?



Anayasaya göre milletvekilleri yemin ettikten 5 gün sonraya kadar Meclis Başkanlığına aday olunabilecek; bunu izleyen 5 günde de Meclis Başkanını seçecek. İlk iki turda nitelikli çoğunluk aranıyor, üçüncü turda salt çoğunluk olan 276 ve son turda da üçüncü turda en çok oy alan iki aday yarışıyor, fazla oy alan kazanıyor.
Eğer muhalefetten en az bir parti Ak Parti ile uzlaşırsa Başkan en çok üçüncü turda seçilebilir; yok uzlaşma olmazsa dördüncü turda muhalefetten bir ismin adayının seçilmesi muhtemel.

Başkan en geç üçüncü turda seçilirse Ak Partili bir koalisyonun, dördüncü tura kalırsa Ak Partisiz üçlü bir koalisyonun ihtimali artacak. Ama sadece ihtimali.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder