Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum. Yazının içinde adı geçen firmalardan Bosch bir açıklama gönderdi, onu da burada yazının en altına koyuyorum:
*
*
Bütün dünya neredeyse iki haftadır Volkswagen skandalını
konuşuyor; gazetelerde dergilerde tonlarca yazı çıkıyor skandalla ilgili.
Sağolsun, Hürriyet ekonomi servisi ve gazetemizin otomobil yazarı Emre Özpeynirci de, daha ilk günden
itibaren okuyucuları bilgilendiren çok önemli haberlere imza attılar.
Yine de kısa bir özet vermeliyim, daha sonra
söyleyeceklerimin doğru ve iyi anlaşılabilmesi için:
Mazotla çalışan motorların benzinli motorlara göre
avantajları ve dezavantajları var.
Mazotun avantajı ve dezavantajı
Başlıca avantaj, bu motorların aynı miktar yakıtla daha
fazla mesafe yol kat edebilmesi ve çok daha az sera gazı (esasen karbonmonoksit
ve karbondioksit) salması.
En önemli dezavantaj ise mazotla çalışan motorların benzinli
motorlara göre çok daha fazla azot oksitler çıkarması.
Azot, atmosferimizin yüzde 78'ini oluşturan, tek başına
zararı değil faydası bile olan bir atom. Ancak çok yüksek sıcaklıklarda,
1600-1700 derecelerde çevredeki oksijen atomlarıyla etkileşime giriyor, yani
oksitleniyor.
Ortaya çıkan azotoksit veya azotdioksit insan sağlığı için
çok tehlikeli bir gaz. Her yıl sadece Amerika'da 60 bine yakın insanın doğrudan
azotoksitlere bağlı sebeplerle öldüğü tahmin ediliyor.
Amerika'da kural çok sert
Amerika'da sağlık kuralları azotoksitler konusunda Avrupa'ya
göre çok daha sert. Amerika'da otomobiller için izin verilen azotoksit miktarı
1 kilometrede 0.04 gramken Avrupa'da aynı rakam bunun dört katından fazla: Her
kilometrede 0.18 gram.
Bu sert kural yüzünden belki de, Avrupa'da (ve Türkiye'de
de) yollardaki taşıtların yarısı mazotluyken Amerika'da bu rakam biraz da
Volkswagen'ın sayesinde daha yeni yüzde 1 seviyesine gelmişti.
Evet, Amerika'daki sert kuralları yerine getirmeyi başaran
yegane firma Volkswagen olmuştu; daha önce Mazda ve Honda bu şartları yerine
getiremediği için mazotla çalışan araç pazarına girememişti.
Peki Volkswagen bu zorlu şartı nasıl yerine getirdi?
İstese bir günde düzeltir ama...
Getirmediğini, hile yaptığını artık biliyoruz ama bir an
öyle varsayalım. Bu firmanın şimdi suçlanan 2 litrelik TDI motoruyla egzozu
arasına bir 'azot oksit tuzağı'
konuyor.
Bu tuzak, bir başka Alman firması olan Bosch tarafından
üretilmiş.
Otomobilin bilgisayarında yer alan yazılımlardan biri, o an
otomobilin bir labaratuvarda egzoz gazı testinden geçip geçmediğini anlıyor bir
biçimde ve eğer aracın test edilmekte olduğunu düşünürse o azot tuzağını tam
kapasite çalıştırmaya başlıyor. Tuzak çalışınca egzozdan çıkan azotoksitler
birden emredilen seviyelere düşüyor. Ama aynı yazılım diğer zamanlarda tuzağı
çalıştırmıyor veya çok düşük kapasitede çalıştırıyor ve şimdi araştırmalar
sonunda anlaşıldı ki o zamanlar egzozdan izin verilenin 40 katına varan azot
oksit çıkışları oluyor.
Yani, Volkswagen'ın suçlanan 2 litrelik TDI motorunda
aslında çalışan bir filtre sistemi var ama firma bu sistemin çalışmasını
istemiyor.
Neden?
Performans düşünce davalar gelir
En önemli sebep bu filtrenin tam kapasiteyle çalışmasının
motorda aşırı ısınmaya yol açması ve dolayısıyla motor performansını düşürmesi.
Yani Volkswagen istese yarın sabah bir yazılım
güncellemesiyle dünya çapındaki bütün 2 litre TDI motorlu araçlarını Amerikan
çevre kurallarına uygun hale getirebilir aslında.
Ama şirket bunu yaptığı anda esas büyük problemleriyle
karşılaşmaya başlar.
Çünkü, Amerikan Federal Çevre Koruma Örgütü EPA'nın araç
başına 37 bin dolardan Volkswagen'e kesebileceği maksimum ceza 18 milyar dolar.
Ne var ki, geçmiş örneklerde (ki ölümlü örnekler var, Ford'un ve Toyota'nın
başına gelen) bu maksimum cezanın çok aşağılara indiği biliniyor.
Ama esas sorun tek tek araç sahiplerinin aracın performansı
düştükten sonra açacakları davalar, hatta toplu davalar. Bunlardan çok yüklü
tazminatlar gelebilir Volkswagen'a.
Büyük ihtimalle Alman firması şu an, yıllardır yapması
gereken araç performansını düşürmeyecek bir filtreleme sistemi yaratabilmek
için zamana karşı yarışıyor. Sadece yazılım güncellemekle kalmamak, sorunu
kökünden çözebilmek için...
Bosch'un açıklaması
Raporlarda adı geçen VW modelleri için Bosch, common-rail enjeksiyon sistemi ve ayrıca egzoz gazı arıtma sistemleri için teslimat ve ölçüm modülü tedarik etmiştir.
Otomotiv sektöründe yaygın olduğu üzere, Bosch araç üreticilerinin şartnamelerine göre aksam tedarik etmektedir. Tedarik edilen aksamların bir bütün olarak sistemde kalibrasyonundan ve entegrasyonundan ise ilgili araç üreticisi sorumludur.
Mevcut sorun temelde dizelle ilgili değildir. Aksine, yanmalı motor mühendisliğinde modern dizel teknolojisi, en düşük kirlilik salınımına yol açtığı için en iyi sistemdir. Modern dizel güç aktarma mekanizmaları, Avrupa'nın sera gazı emisyon hedeflerine ulaşmak için vazgeçilmezdir.
Bosch hem tüm sürüş durumlarında ve çalışma modlarında hem de yüksek hızda ve ani hızlanmalarda emisyonu azaltabilen enjeksiyon ve egzoz-gazı arıtma sistemleri geliştirmektedir. Dizel, küresel CO2 hedeflerine ulaşmada kilit bir teknolojidir. Daha da önemlisi Bosch, dizel motorlarından salınan CO2’nin yüzde 10 oranında daha da azaltılabileceği potansiyeline inanmaktadır.
Ayrıca dizel araçlarda nitrojen oksit emisyonlarını daha fazla azaltmaya yönelik önemli bir potansiyel de bulunmaktadır. Örneğin, Bosch Denoxtronic resmi sürüş testlerinin kapsamadığı koşullarda dahi yüzde 95’e varan bir azalma sağlamaktadır. Bosch, dizele bağlılığını sürdürmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder