15 Ağustos 2017 Salı

Gazeteler bilgi yerine lakırdılardan oluşunca...

Çok merak ediyorum; Anadolu Grubu’nun sahip ve yöneticileri, iki-üç gündür gazetelere bakıp ne düşünüyor?
Merakımın sebebi şu: Grup, yıllardır süren yatırımlarının önemli bir aşamasına birkaç gün önce geldi, Isparta’da kurulan bir meyvesuyu fabrikası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı.
Bu açılış için, sadece Cumhurbaşkanı ve heyeti uçaklarına helikopterlerine binip Isparta’ya gelmekle kalmadı; mesela Muhtar Kent taa Amerika Atlanta’dan bir günlüğüne buraya geldi. İstanbul’dan da bir uçak dolusu gazeteci/köşe yazarı bu açılış için davet edildi.
Açılış töreni, Cumhurbaşkanı konuştuğu için canlı yayınlandı; Cumhurbaşkanı’nın daha çok siyasete ve teröre ilişkin sözleri ertesi gün bütün gazetelerin birinci sayfasında, manşetlerindeydi. Isparta’da açılan fabrika ise kendine ekonomi sayfalarında yer bulmuştu.
Sosyal medyanın ve kimi köşe yazarlarının gündemi, yıllardır Coca Cola’yı boykot eden siyasi hareketin lideri olan Erdoğan’ın bu logonun önünde verdiği fotoğraftı. Fabrikayı kuran ve Coca Cola’nın en büyük şişelemecisi olan Anadolu Grubu bile savunmadaydı, “Bizim Filistin’de tam dört fabrikamız var, orada istihdam sağlıyoruz” diyorlardı.
Hadi birinci gün böyle geçti, ya sonra? Sonrasında da benzer lakırdılar, Muhtar Kent’in ne önemli insan olduğu, grubun yatırımlarının ne güzel olduğu ile ilgili birkaç yazı.
El insaf. Bunca masrafa, bunca şaşaya rağmen Isparta’daki fabrikaya ulaşan yoldan, o uğurda yapılanlardan ve bu yapılanların da Türkiye için belki de bir kurtuluş çaresi olduğundan söz eden tek kişi yok. Oysa bu tanıtım için Anadolu Grubu kim bilir kaç para harcadı, grubun patron ve yöneticileri kim bilir kaçar saatlerini bu uğurda kaybettiler…
Meselenin özü şu… Türkiye tarımı ciddi bir çöküşte. Bu çöküşün sebeplerine girerek çıkamayız, ansiklopediler yazmak gerekir ama güncel durumu veri kabul edip şunu söylemeliyiz: Daha düne kadar nüfusumuzun yüzde 30’u tarımda yaşar ve tarımdan geçinirken bugün ancak yüzde 10’umuz tarımda.
Böyle olunca, zaten bölük pörçük durumda olan ve verimi bu yüzden düşük olan tarımsal arazilerimizde verimimiz iyice düştü.
Ama tarım arazilerinin boşalmaya başlaması başka bir dönüşümü başlattı. Anadolu Grubu bu dönüşümün en büyük aktörlerinden biri.
Milyonlarca fidan böyle dikildi.
Şu ana kadar 3.5 milyon, evet 3.5 milyon meyve ağacı dikti grup ve bu ağaçlar artık meyve vermeye başladığı için de meyvesuyu fabrikası devreye girdi.
Grup toplam ağaç sayısını 7 milyona çıkartacak.
7 milyon ağaç, dile kolay. Bu ağaçlar yeni tür, Anadolu’da ‘bodur’ tabir edilen ağaçlar ve ‘süper intensif’ denen yöntemle dikiliyorlar. Aslında dekar başına (dönüm) 165-185 ağaç dikiliyor ama hesaplamakta kolaylık olsun diye gelin biz 200 ağaç diyelim. 7 milyon ağaç için gereken arazi 350 bin dekar eder. Buna su depolarını, ara yolları, şunları bunları eklediğinizde 360-370 bin dekara kadar çıkarsınız.
Memleket büyüklüğünde. Ve bu sadece bir grubun yatırımı.
Anadoluyu, özellikle de Batı Anadoluyu gezerseniz, bu modern meyve bahçelerinin nasıl bir hızla kurulmakta olduğunu görürsünüz. Bu modern bahçelerden elde edilen verim ve sermaye dönüş hızını gazeteler sizin için hesaplasa, tarıma dönmenin, şehirde işi gücü bırakıp tarım yapmaya başlamanın gerçekte ne kadar anlamlı olduğu da ortaya çıkar.
Ama gazetelerimiz bilgi vermek yerine saçma gündelik polemiklerle vakit geçirmeyi tercih ettiği için, Türk tarımının ve Türk meyveciliğinin gerçek sorunlarını da öğrenemez; bizim meyvelerimizdeki şeker oranının, onlarca Ziraat Fakültemize rağmen, neden düşük olduğu, avuç içi kadar İsrail’de ise neden daha yüksek olduğunu sorgulayamazsınız.
Hele hele Anadolu Grubu’nun milyonlarca portakal ağacı dikmek için önce Türk bilim insanlarına güvenme yanlışına düştüğünü ama sonra İspanya’dan gencecik bir adama bu koca operasyonu nasıl teslim edip başarıyı yakaladığını öğrenseniz, Allah bilir gazetelere olan saygınız artar ama hayır, gazeteler bu güzel öyküler yerine Erdoğan-CocaCola lakırdısına yer verir.

Acaba Anadolu Grubu yöneticileri ve patronları ne düşünüyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder