1 Ekim 2012 Pazartesi

Dört yazı okuyup Karl Popper'i öğrenmek ister misiniz?

Popper, 1994'te öldü.
Karl Popper, bugün bilim felsefesine en önemli temeli sağlayan isim aslında ama onun kuvvetli eleştirilerine hedef olduğu halde bilimde kullanılmak zorunda olan tüme varımcı metotlar, günümüz bilim felsefesinin en önemli sorununu oluşturuyor.
Her sabah güneşin doğuyor olması, yarın sabah da doğacağının garantisi sayılamaz. Bu sorun, bilim felsefesi ve bilimin kendisi için taa David Hume zamanından beri cevaplanması gereken bir konu. Popper'ın da, ondan sonra gelenlerin de esaslı bir cevabı yok buna.
Liz Williams, The Guardian'ın web sitesindeki biyografisinden anladığım kadarıyla bir bilim kurgu yazarı. Bu arada Cambridge Üniversitesinden tarih ve bilim felsefesi doktoraları var. Ve elbette The Guardian'ın web sitesinde blog yazıyor.
İşte o Williams, blogdaki son dört yazısını 20. yüzyılın en fazla iz bırakan bilim felsefecisi olan Karl Popper'a ayırdı. Bence fena bir biçimde özetlememiş Popper'ın görüşlerini ve ona yönelik eleştirileri.
Birinci yazı, Popper'ın ampirisizmi reddi üzerine kurulu. Bu, tabii Popper'ın en temel görüşü. İkinci yazıda Popper'ın 'yanlışlanabilirlik' diye çevirebileceğimiz temel teorisinin önemli kısımları var. Üçüncü yazı, Popper'ın baş eseri diyebileceğimiz 'Açık Toplum ve Düşmanları'nın en siyasi kısmına yoğunlaşmış, Marksizm ve ona yönelik Popper'ın getirdiği eleştiriler. Ve okuduğum son yazı, Popper'ı eleştiren üç önemli bilim felsefecisi, Thomas Kuhn, Imre Lakatos ve Feyerabend anlatılıyor. 
İlginizi çektiyse okuyun derim bu yazıları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder