Hasan Abi yaptı yine yapacağını

1 Mayıs günü Taksim'de Kürt siyasetinin önde gelen birkaç ismi ile sohbet ederken öğrendim, Kandil'deki PKK karargahının çekilme sürecini izlemesi için tek bir gazeteciye 'akreditasyon' verdiğini. O da Hasan Cemal'di.
O Hasan Cemal ki, gazetesi bile yok. 'Sürec'in en enlü mağduru o. Patronunu eleştiren yazısını basmayan Genel Yayın Yönetmeni'nin kurbanı.
Ama gazetesinin olmaması Hasan Cemal'in gazeteci olmaktan da çıkması anlamına gelmiyor. Nitekim, köşesi elinden alınır alınmaz yaptığı ilk şey, bütün Türk basınını atlatıp Murat Karayılan'la söyleşi yapmak oldu. Şimdi yine hepimizi atlatıyor, kim bilir hangi dağlardan yürüyerek Türkiye'yi terk eden PKK'lılara tanıklık ediyor.
Hep onu söylüyorum: Gazeteciler varoldukça gazetecilik mesleği ölmez. Patronsuz da gazetecilik yapılabildiğinin kanıtı Hasan Abi.
Elbette ona bu kanalı açan gazeteci arkadaşımız Doğan Akın'ı ve onun dişiyle tırnağıyla tutunarak yaşatmaya çalıştığı T24'ü de unutmamak lazım.
Perşembe günü gelsin, Hasan Abi'nin 'çekilme günlüğü'nü okumaya başlayalım.