22 Nisan 2014 Salı

Moskova'dan Ankara'ya Tatar tahkiri

Rusya, Kırım Tatarlarının doğal lideri Mustafa Abdülcemil Kırımlıoğlu'nun Kırım'a girişini beş yıl yasakladı.
Bu, öyle basit herhangi bir insan hakları ihlali değil. Ve Rusya'nın bu yaptığıyla cezalandırılan, daha doğrusu hakarete uğrayan sadece Mustafa Kırımlıoğlu değil; aynı zamanda Türkiye de cezalandırılıyor ve tahkir ediliyor.
Obama yönetimi döneminde Amerika kendi dış politikasının ve askeri stratejisinin merkezini Avrupa ve Ortadoğu olmaktan çıkartıp Pasifik'e kaydırdı.
Bu stratejik güç kayması bizim bölgemizde bir boşluğa neden oldu ve o boşluğu emperyal emellerini gizlemeyen Rusya dolduruyor. Rusya boşalan yerlere yerleşirken biraz da mahallenin kabadayısı gibi davranıyor.
Bir nükleer güç olarak hiç de küçümsenmemesi gereken Rusya, bu kez genişlerken neredeyse hiç silah kullanmıyor ve askeri caydırıcılıktan çok ekonomik caydırıcılık kullanıyor.
Ukrayna toprak bütünlüğünü kaybeder, Rusya Kırım'ı ilhak ederken ne Avrupa ne de Amerika ses çıkardı; diplomatik protestolarla yetindiler. Sebebi, Avrupa'nın ve Türkiye'nin doğal gazda Rusya'ya bağımlı olmasıydı. Rusya gazı keserse Avrupa üşür, Türkiye hem üşür hem elektriksiz kalırdı.
Oysa vakti zamanında Ukrayna nükleer silahlarını yok etmeye ikna edilirken hem Amerika hem Rusya bu ülkenin toprak bütünlüğünü garantilemişti. Şimdi dünya bu çeşit garantilerin işlemediğini görüyor; en başta da Rusya'nın desteğine sahip olan ve Batı ile nükleer çekişme içinde olan İran görüyor bunu.
Bütün bunlar bizim etrafımızda yaşanıyor ve biz de olan biteni aynı Avrupa gibi oturduğumuz yerden seyrediyoruz. Daha bu sabah bu blogda konuyla ilgili bir paylaşım yapmıştım.
Ukrayna sorunu çıktığında Türkiye, Suriye veya Mısır'daki gibi meseleye doğrudan müdahil olmak yerine Amerika ve Avrupayla birlikte hareket etmeyi seçti; en büyük hassasiyetimiz Kırım'da yaşayan Tatar Türklerinin haklarıydı.
Kırım, Rus çoğunluğun zoruyla Rusya ile birleşme kararı alınca durumu protesto ile yetindik; bu arada sembolik bir hareketle Kırım Türklerine desteğimizi ifade için Tatar lider Mustafa Kırımlıoğlu'na Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün elinden bir yüksek nişan verdik.
İşte bu ödülü almak üzere Ankara'ya gelen Kırımlıoğlu herhalde seyahate çıkarken bir daha ülkesine dönemeyeceğini, bebekliğini ve çocukluğunu geçirdiği sürgün yıllarına geri döneceğini bilmiyordu. Cemiloğlu bugün Ukrayna'nın başkenti Kiev'de ve ülkesi Kırım'a, şehri Bahçesaray'a dönemiyor.
O Mustafa Cemil Kırımlıoğlu ki, hayatı acılar içinde geçmiş, dünyanın en üstün insan hakları ödüllerini almış, serbest bırakılması için Amerikan ve Sovyet liderlerin bir araya gelmesi gerekmiş bir kişi.
Şimdi Rusya onun üzerinden yine bir mesaj veriyor; onu ülkesine sokmayarak Türkiye'ye de 'Buralara burnunu sokmaya kalkışma' diyor.
Bakalım Ankara konuyu bir protesto açıklamasıyla mı geçiştirecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder