Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı, yazıya kaynaklık eden MEB raporunun web linkiyle birlikte burada da sunuyorum.
***
***
Bu köşeyi sürekli izleyenler biliyor, Milli Eğitim
Bakanlığı'nın enerjisinin çoğunu öğretmen atamalarına ve okul binası yapmaya
ayırdığını, eğitime çok az enerjisi kaldığını yazıyorum sürekli.
Benim spekülatif yorumuma göre bakanlığın toplam enerjisinin
en az yüzde 80'i bina yapma ve öğretmen atama işlerine gidiyor, kalan yüzde
20'den az miktarla da eğitim idare ediliyor.
Ben böyle eleştiriyorum ama bakanlığın eğitime ancak
ayırabildiğini söylediğim o yüzde 20'den az enerjisi zaman zaman çok başarılı
şeyler de yapıyor. Bugün o başarılı işlerden birinden söz edeceğim ama önce
temennimi söyleyeyim: Keşke bakanlık bina yapma-öğretmen atama işlerinden
kendini kurtarsa da enerjisinin tamamını eğitim konusuna verebilse.
Neyse, sadede gelelim. Milli Eğitim Bakanlığı'nın Araştırma Geliştirme
Genel Müdürlüğü oturmuş 2011 yılında bir '21.yüzyılın öğrencisi nasıl olmalı' diye bir çalışma yapmış. Konunun 'dindar nesil yetiştirmek'le ilgisi
yok; eğitimin amacına ve 21. yüzyılın gereklerine uyarlanması için bir bilimsel
çerçeve oluşturulmak istenmiş. Bu amaçla da, üç tane çok kapsamlı anket
çalışması yapılmış.
Bunlardan birincisi, benim daha önce Türkiye'de örneğini hiç
görmediğim bir öğrenci anketi. Lisenin ilk üç yılındaki (9, 10 ve 11. sınıf)
öğrencilerden ülke çapında 100 binine ankete katılma daveti yapılmış, bunlardan
25 bini anket formundaki soruları cevaplamış. İkinci çalışmada ülke çapında 15
bin öğretmenden ankete katılmaları istenmiş, 10 bin 900'ü anketi cevaplamış. Ve
son olarak da ülke çapında 3 bin okul yöneticisinden ankete katılmaları
istenmiş, 1870'i anketi cevaplamış.
Bu devasa rakamlarla oluşturulan anket, bakanlığın 21.
yüzyıl için öğrenci profili çıkarmasına yardımcı olmuş.
Çok kapsamlı ve ilginç sonuçları olan bu anket, en azından
bana, ilk kez öğrencilerin gözünden okulu, eğitim sistemini, değerler sistemini
gösterdi. Bugün, öğrencilerin gözünden okulu yazmaya başlıyorum; daha sonra
öğretmen ve yöneticilerin gözünden sonuçları da yazıp karşılaştırmalar yapacağım.
Öğrenci kıyasıya eleştiriyor
Toplam 25 bin öğrencinin katıldığı anketin ilk bölümünde
bazı cümleler veriliyor ve öğrencilerden bu cümlelere katılıp katılmadıklarını
söylemeleri isteniyor.
Mesela, 'Eğitim
sistemi öğrenciye değer verir' cümlesine 25 bin öğrencinin yüzde 13.6'sı 'Hiç katılmadığını' söylemiş, yüzde
41.3'ü ise 'Az katıldığını.' Aynı
cümleye 'Çok' ve 'Tamamen' katıldığını söyleyenler ise
sırasıyla yüzde 22.5 ve 22.6'da kalmış.
Bu cevaptan bakanlık herhalde kendine bir ders çıkarıyor.
Tabloda görüyorsunuz zaten ama ben bir cümlenin daha üzerinde duracağım:
'Eğitim sistemi
uluslararası mesleki yeterlikler kazandırmaktadır' cümlesine öğrencilerin
yüzde 24.4'ü 'Hiç' katılmazken,
yüzde 34.6'sı 'Az' katıldıklarını
söylemiş. Bu cevap bana öğrencilerin nasıl bir sistem içinde olduklarını gayet
iyi bildiklerini gösteriyor.
Olumlu cevaplar da var. Mesela, 'Eğitim sisteminde dersler öğretmen-öğrenci işbirliğiyle işlenmektedir'
cümlesine öğrencilerin yüzde 32.5'i 'Çok' ve yüzde 31.1'i 'Tamamen'
katılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder