Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı bazı ilave web linkleriyle birlikte burada da sunuyorum.
***
Birkaç yıldır Avrupa'nın bazı ülkelerinde ve Amerika'nın
bazı eyaletlerinde bir deneme devam ediyor.
Denenen şey, otomotiv endüstrisini tepeden tırnağa
değiştirecek nitelikte.
İsteniyor ki, bütün markaların her çeşit ve kategorideki
taşıt aracı birbiriyle konuşsun.
'Konuşsun'dan
kasıt şu: İster kamyon olsun ister
motosiklet, ister spor otomobil ister otobüs, aracınız sürekli kendi GPS
koordinatlarını ve o anki hızını belli bir frekanstan yaptığı yayınla etrafına duyursun.
Sizin aracınız kendi pozisyonunu ve hızını duyururken tabii
bir de yakın çevredeki araçların söylediklerini de duysun ve kendi
bilgisayarında sürekli hesap yapsın.
Böylece kaza ihtimali çok azalsın, araçların birbirine çarpması
aracın bilgisayarı marifetiyle engellensin.
Böyle yazınca basitmiş gibi duruyor ama aslında çok karmaşık
bir konu bu. Mühendisler yıllardır çalışıyor.
Eğer denemeler başarılı olur, sistemin güvenli biçimde
işlediği kanıtlanırsa birden bire bütün otomobil tasarımı değişecek.
Çünkü şu an sahip olduğunuz veya bindiğiniz aracın mevcut
ağırlığının yarıdan fazlası kaza olma ihtimaline karşı alınmış güvenlik
önlemlerinden kaynaklanıyor. Ve tabii böyle yüksek bir ağırlığı taşımak için de
çok yakıt tüketen büyük hacimli ve güçlü motorlar konuyor araçların üzerine.
Ama eğer yollarda kaza yapma ihtimali azalacak, hatta
sıfırlanacaksa bu otomobillerdeki çoğu güvenlik önleminden vazgeçilebilir,
araçlar çelik yerine çok daha hafif materyalden üretilebilir. Araç hafifleyince
de, çok daha küçük hacimli, çok daha az tüketen motorlarla aracın hareket
etmesi sağlanabilir.
Biz ülkemizde iç savaş riskini konuşurken dünyanın
ilgilendiği konulardan sadece biri bu.
Kendi kendine giden araç
Madem otomobillerle başladık, devam edelim.
Bu fabrikayı kuran adam otomotiv endüstrisinden değil
bilişim endüstrisinden geldi.
Yıllardır ürettiği otomobiller de yollarda. Tesla markasını
taşıyan bu otomobiller tamamen elektrikle çalışıyor.
Görünüşü mükemmel bir spor otomobil olan Tesla'nın yeni S
modeli geçen hafta tanıtıldı.
Eski S modelleri gibi bu Tesla da, tam dolu pille 400
kilometre yol yapıyor. Tesla'nın Amerika içinde çok sayıda pil dolum istasyonu
var; buradaki hızlı şarj teknolojisiyle piller birkaç dakikada tamamen yeniden
doldurulabiliyor.
Son tanıtılan otomobil, 0'dan 100 kilometre sürate sadece
3.2 saniyede çıkıyor. Müthiş bir şey.
Son tanıtılan Tesla S'in bir modelinde önde ve arkada iki
motor kullanılmış. Böylece araç dört çeker olmuş, yere daha iyi tutunması
sağlanmış. İki motor, bir bilgisayar yardımıyla harcanacak ve tekerleklere
aktarılacak gücü hesaplıyor ve paylaşıyor. Ön ve arka arasında mikro saniye
düzeyinde güç aktarımı yapılıyor.
Tabii, en başta söylemem gerekeni şimdi söylüyorum: AslındaTesla S bir otomobilden çok, üzerine binip seyahat ettiğiniz bir bilgisayar.
Aracın en ilginç özelliği bir çeşit 'Otomatik pilot.' Aracın önünde bir radar var, evet bildiğiniz
uçaklarda gemilerde kullanılan cinsten bir radar. Yine önde diğer araç ve
nesneleri tanıyabilen bir kamera var. Bu yetmemiş, araçta 360 derece kulağın
duyamayacağı ses frekanslarında çalışan yakınlık ölçer var. (Bu son sistemi
bugün pek çok araç ön ve arka tamponlarda bulunduruyor, özellikle aracı park
ederken bunlar sahiden işe yarıyor.) Ve son olarak Tesla'lar sürekli
gökyüzündeki GPS yani küresel yer belirleme sistemi uydularıyla iletişim
halinde. Aracın o an nerede olduğu ve hızı araç bilgisayarı tarafından sürekli
biliniyor.
Bu sistemler sayesinde Tesla S'i otoyolda veya bölünmüş
yolda diyelim 90 km/saat hızla gitmeye ayarlayıp elinizi direksiyondan,
ayağınızı gaz ve frenden çekebilirsiniz. Bilgisayar aracı sürekli şeridinde
tutuyor, yavaşlamak gerekirse mutlaka yavaşlıyor, hızlanacaksa da sizin
koyduğunuz 90 km/saat limitini geçmiyor. Dönüşlerde direksiyonu çeviriyor vs.
Aracın kendi kendini park ettiğini, eğer isterseniz
sabahları belli bir saatte aracın kendi kendine park ettiği yerden çıkıp sizin
kapınızın önüne kendi kendine geldiğini ve bu arada kliması dahil iç ayarlarını
sizin istediğiniz gibi yaptığını da ekleyeyim.
Böyle bir dünya da var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder