Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı, haritayı daha iyi görebileceğiniz bir formata alarak burada da sunuyorum.
***
Gri alanlar IŞİD, sarı alanlar ise Kürt bölgeleri... Irak'ta kırmızı, Suriye'de pembe bölgeler merkezi hükümetin denetiminin devam ettiği yerler. |
Bugün bir harita daha sunmak istiyorum; Irak ve Suriye'nin
tamamını gösteren bu harita, dün yayımladığım Suriye haritasına göre daha az
detaylı doğal olarak.
Haritada gri olarak gösterilen bölgeler kendilerine 'Irak-Şam İslam Devleti' (IŞİD) veya 'İslam Devleti' (İD) adının verilmesini
isteyen örgütün kontrolunda. Sarılar Kürt bölgeleri, kırmızılar Irak'ın
güneyinde Şiileri, Suriye'de Esad rejimini gösteriyor. Yeşiller ise Suriye'de
Özgür Suriye Ordusu ve müttefiklerinin hakim olduğu alanları.
Haritada da görüyorsunuz, yukarıda saydığım her bir
grup/devlet/otonomi aslında hiç de küçümsenmemesi gereken büyüklükte bölgelere 'hakim' durumda. Bu hakimiyet sadece
savaşarak ve silah gücüyle olmaz; denetiminiz altındaki bölgede bir nevi 'devlet hizmeti' de vermelisiniz; en
basitinden insanların güvenlik, barınma, yeme-içme ihtiyaçlarını
karşılamalısınız ki, savaştığınız cephelerin gerisinde sorun yaşamayın.
Kürtler veya merkezi Bağdat hükümetinde temsil edilen Şiiler
açısından zaten bu devlet hizmetlerini sunacak temel yapılar epeydir mevcut. Ya
IŞİD? Gelen haberlere bakılırsa onlar da bu yapıyı kurmaktalar. Devletin
memurları var, maaş alıyor, hizmet sunuyor. Vatandaşlar var, özellikle Irak'ta
eski döneme göre kendilerini daha güvende hissediyorlar vs.
Bizim dikkatimiz Suriye tarafında ve özellikle de Kobani'de
ama IŞİD'in çarpıştığı, işgale yeltendiği tek cephe burası değil. Örgüt hala
topraklarını genişletme peşinde ve Güney Irak'ta Bağdat'ı zorluyor. Irak'ın
Anbar vilayetinden ve Felluce'den çatışma haberleri geliyor. Amerika'nın eğitip
silahlandırdığı Irak ordusu IŞİD karşısında yeterince başarılı değil.
Wikipedia'dan alıp yayınladığım harita hergün, her an
değişiyor ama uzun süredir değişmeyen bir şey var: IŞİD o kadar da küçümsenecek
bir örgüt değil fakat yine de sınırlı kaynakları sebebiyle bu savaşı daha ne
kadar sürdürebileceği de kestirilemeyen bir örgüt.
Yine de ilginç bir durum: Karşısında oluşan 104 ülkelik 'koalisyon'a ve kafasına her gün yağan
Amerikan bombalarına rağmen IŞİD saldırganlığını durdurmuyor, genişleme
çabasını sürdürüyor; kontrolu altında tuttuğu geniş coğrafyada kendini savunma
pozisyonuna alıp içeride durumu konsolide etmeye yönelecekmiş gibi gözükmüyor.
IŞİD genişlemeye çalışırken Irak ve koalisyon ne yapıyor?
Aslında bir nevi savunma savaşı yapılıyor; Amerikan ve İngiliz uçakları IŞİD'in
ağır silahlarını bombalıyor ki, karada Irak ordusu ilerlesin. Ama bu henüz
istendiği kadar gerçekleşmiş değil.
Amerika liderliğindeki koalisyon bir başarısızlığa doğru
gidiyor. Bunun da bir sebebi var:
IŞİD'i önce seyreltmeyi, sonra da yok etmeyi öngören
Amerikan stratejisinin en büyük sorunu, şu haritadaki gri alanların IŞİD'den
sonra neyle doldurulacağını içermemesi.
Ankara'nın Esad kumarı mı?
Ankara'nın Amerika'nın kurmakta olduğu koalisyonun 'isteksiz' veya 'titrek' üyesi olması, başta Amerikan yönetimi olmak üzere pek çok
çevrenin tepkisini çekiyor. Bu tepkileri yüzünden de, Ankara'nın bir nevi kumar
oynadığına dair benzetmeler yapılıyor.
Öyle ya, Başbakan Ahmet Davutoğlu, CNN'e, 'Koalisyona kara gücü olarak katılmamız,
hedefin Suriye'de Esad'ı devirmeyi de içermesi koşuluyladır' dedi. Yani,
Esad'ı devirmeyi hedeflemeyen bir askeri kara harekatına Türkiye'nin
katılmayacağını söyledi.
Oysa Amerika'nın IŞİD ile yerde savaşacak orduya ihtiyacı
var. Yani ağır silahları, tankları ve piyadesi olan orduya.
'Türkiye'nin kumarı'
denen şey de burada devreye giriyor: Ya Batı, baktı Türkiye çok naz yapıyor,
dönüp Esad'a, 'Hadi seni affettik,
ordunu destekleyeceğiz, sen git şu IŞİD'in işini karada bitir' derse?
Batı ülkeleri böyle bir şey der mi, deseler ve yapmaya
kalkışsalar dahi Esad kendisinden isteneni sunabilir mi?
Bunlar çok ama çok su kaldırır tartışmalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder