Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
***
***
Hepimizinki öyleydi. Bundan 5-5.5 milyar yıl önce, evrende
dev bir yıldız yakıtını tüketip patlamış olmalı.
Bu patlamanın kalıntıları bugün bizim güneş sistemimizi
oluşturuyor. Güneş sistemimizin 4.5-5 milyar yaşında olduğunu hesaplıyor
fizikçiler.
İşte, Avrupa Uzay Ajansı ESA'nın uzay aracı Rosetta'dan
çıkan 'Philae' adlı bir çamaşır makinesi büyüklüğündeki araç, eğer 67P adlı
kuyruklu yıldızın gövdesine sıkı sıkıya tutunmayı başarırsa, taa 4.5-5 milyar
yıl önceden kalma bir kalıntıyı inceleyecek.
Peki ne arayacak? Madde madde gidelim:
1. Okyanuslarımızı
kuyruklu yıldızlara mı borçluyuz?: Kuyruklu yıldızların ciddi miktarda su
buzu taşıdığını biliyoruz. Yaygın teori, dünyamıza suyun, gezegenimize çarpan
kuyruklu yıldızlar tarafından getirildiği yönünde. Tarihte ilk kez bir kuyruklu
yıldızın üstüne inip onu incelemeye başladık; bu teorinin geçerliğini de
öğrenmeye çalışacağız.
2. Güneş sistemimizin
kökeni ne?: Az önce de söyledim, kuyruklu yıldızlar güneş sistemimizin
oluşumundan kalma kalıntılar. (Aynı şey asteroid kuşağı için de geçerli,
elbette gezegenler ve güneş için de.) 67P üzerinde yapılacak inceleme bize
güneş sistemimizin uzak tarihi ve daha da önemlisi kökeni hakkında bilgi verebilir.
3. Acaba hayat
dünyada mı başladı, uzaydan mı geldi?: Hemen yanlış anlamayın, uzaylılar
getirdi denmiyor. Ama kuyruklu yıldızların ve bazı meteorların kimi temel
organik materyali, mesela bazı aminoasitleri içerdiği ve dünyaya da taşıdığı
biliniyor. Şimdi ilk kez bir kuyruklu yıldızın üzerinde ve çevresinde yapılacak
araştırmayla, organik hayatın temel bazı yapıtaşlarının bu yolla dünyamıza
gelip gelmediğini de belki öğreneceğiz.
Peki ama bu üç basit şey için 1.5 milyar dolardan fazla para
harcamaya değer miydi?
Aslında üç basit şeyden söz etmiyoruz ve göreceksiniz,
Rosetta projesi bu parayı çoktan geri ödedi bile.
Keşke devletlerin harcadığı her kuruş böyle harcansa...
Biliyorsunuz bizim devletimiz merkezi Cenevre'de olan Avrupa
Nükleer Araştırmalar Konseyi CERN'e yılda 60 milyon İsviçre frangı vermeye
kıyamadı, bu para çok geldi, o yüzden kuruma tam üye olmak dururken 'asosiye
üye' olmakla yetindik.
Bu karar, bırakın bilimsel tarafını aslında mali olarak da
tamamen yanlış bir karardı.
Rosetta'nın hikayesini okuyunca bana hak vereceksiniz:
Uzayın derinliklerinde, bizden an itibariyle 500 milyon
(evet MİLYON) kilometre uzakta, uzay ölçeğinde çok ama çok küçük bir taş
parçasını önce dünyadan fırlatılan bir araçla yakalamak, sonra o taş parçasının
etrafında son derece karmaşık manevralar yapmak ve nihayetinde de o taş parçasının
üzerine araç indirmek çok ciddi tasarım ve teknoloji gerektiren şeyler.
Rosetta'nın fikirleri 20 yıl önce oluşmaya başladığında bu
teknoloji yoktu. Rosetta'nın yapımı, pek çoğunu bugün gündelik hayatımızda
kullandığımız onlarca teknolojinin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.
Projenin toplam maliyetinin 1.5 milyar doları biraz aştığı
söyleniyor; bu paranın 20 yılda harcandığını unutmayın. Ve çok sayıda şirket ve
üniversite bu projede rol aldı, binlerce yeni istihdam doğdu.
Böyle baktığınızda Rosetta toplumun parasından harcadığı 1.5
milyar doları fazlasıyla topluma geri ödedi bile.
Eğer Türkiye CERN'in tam üyesi olsaydı, CERN'in açtığı
ihalelere Türk şirketleri de girebilecekti ve bu sayede bir yandan ülkemizde
yüksek teknoloji gelişecek bir yandan da yeni yeni istihdam alanları
açılacaktı. CERN'e verdiğimizden kat be kat fazlasını bu toplum geri alacaktı.
Keşke devletler paralarını hep bu verimlilikte harcasalar.
Bazı rakamlar
- Kuyruklu yıldız
67P'nin en geniş yeri 3.5 kilometre, en uzun yeri ise 4 kilometre.
- Kuyruklu yıldızın üzerinde Philae'den gönderilen radyo
sinyalleri ışık hızıyla yol aldığı halde dünyaya neredeyse yarım saatte
ulaşıyor. Güneşin ışığının bize 8 ışık dakikası yoldan geldiğini düşünecek
olursak, kuyruklu yıldız şu an dünyadan 29 ışık dakikası, yani güneşle
aramızdaki mesafenin üç katından fazla uzakta.
- Kuyruklu yıldızın
yönrüngesi bize doğru. Yani önümüzdeki aylarda onu hem çıplak gözle
görebileceğiz hem de onunla haberleşmek daha kolay olacak. Kim bilir, belki
Philae bir de 'Dünya selfiesi' çeker gönderir bize!
- Philae için kuyruklu yıldızın üzerinde 1 kilometre karelik
bir iniş alanı saptandı ve araç oraya indi. Ama iniş başlamazdan önce ESA'daki
bilimciler başarılı iniş ihtimalini yüzde 75'den az görüyordu.
- Philae iniş
sırasında ciddi arıza yaşadı, kuyruklu yıldıza da tam olarak tutunamadı ama
yine de dün ilk fotoğrafını gönderdi. Yani çalışıyor.
- Philae kuyruklu yıldızın üzerinde 10 yıl kalmak üzere
tasarlandı ama verimli olarak Aralık 2015'e dek çalışacak. Eğer hala pillerinde
enerji varsa bu süreyi birkaç ay daha uzatmayı düşünüyor ESA.
- Rosetta, kuyruklu
yıldızı yakalayana kadar bir kez Mars üç kez de dünyanın çekim gücünden
yararlanarak sıçrama yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder