Hürriyet'te bugün çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
Savcılıklarımız, 2013 yılında yaptıkları her 100
soruşturmayı ortalama 90 günde tamamladı, soruşturduğu kişi veya suçlardan 49'u
hakkında kamu davası açtı. Ceza mahkemelerimiz bu 49 kişi veya suçu 210-260 gün
yargıladıktan sonra bunlardan 20'sini mahkum etti. Yargıtaya giden bu 20
mahkumiyetle ilgili karar da burada ortalama 328 gün durduktan sonra bunlardan
8'i tamamen, 6'sı ise kısmen onandı.
Türkiye'de adalet sistemini bu kadar tartışmalı ve eleştirilir
kılan şey işte tam da bu.
Savcılıklar 100 vatadaşı soruşturur, bu 100 kişiden sadece
14'ü mahkumiyet alır!
Geri kalan 84 vatandaş ya gereksiz yere soruşturuluyor,
mağdur ediliyor, adliye koridorlarına, belki hapislerde gereksiz yere
süründürülüyor. Bu 84 kişinin ilk ellisi için çile üç ay sürüyor, geri kalan 34
kişiye ise ortalama 550 gün, yani iki yıla yakın süre resmen analarından
emdikleri süt burunlarından getiriliyor.
Darma duman olan aile hayatlarının, işten güçten olmanın,
harcanan paranın, kaybolan sağlığın haddi hesabı yok.
*
Bilen biliyor, her yıl Adalet Bakanlığı'nın açıkladığı adli
istatistikleri konu alan, adalet sistemimizi rakamlarla anlatmaya çalışan
yazılar yazıyorum. Bir süre önce bakanlık 2013 rakamlarını açıkladı.
Buna göre, savcılıklarımız 2013 yılında 3 milyon 313 bin 275
soruşturma yürütmüş. Bunlar ortalama 90 gün sürmüş. On yıl önceye göre
savcılıklardaki (faili meçhul dosyalar hariç) soruşturma sayısı yüzde 159
artmış.
Bunlar dosyalar. Bir de o dosyalardaki gerçek kişiler var.
2013'te 6 milyon 251 bin 822 kişi veya suç soruşturulmuş. (Bazı kişiler birden
fazla suçtan soruşturulmuş.) Savcılıklarımız bu kişiler veya suçlardan yüzde
48.6'sı için kamu davası açmış.
Bu açılan davalar, çeşitli kategorilerdeki ceza
mahkemelerine gitmiş. Bizim ceza mahkemelerimiz her yıl kabaca 2.8 milyon ile
3.1 milyon davaya bakıyor. Ve bu davaların da 1.5 ile 2 milyon kadarını
sonuçlandırıyor. Davalar ortalama 210-260 gün sürüyor.
2013'te ceza mahkemelerinde 4 milyon 291 bin 477 gerçek kişi
yargılanmış. (11 bin 514 de tüzel kişi yargılanmış.) Buna göre erişkin nüfusta
her 100 bin kişiden 6 bin 965'i 'sanık' olmuş 2013'te. Yüzde 7'miz 'sanık'
yani.
Yine 2013'te 1 milyon 919 bin 232 gerçek kişi
'mağdur/müşteki' sıfatıyla mahkemeye çıkmış. (392 bin 924 de tüzel kişi
mağdur/müşteki olmuş.) Buna göre erişkin nüfusta 100 bin kişiden 3 bin 16'sı da
mağdur/müşteki, yani yüzde 3.
Ceza mahkemelerimizde açılan kamu davalarında mahkumiyet
oranları düşük. 2013'te davaların yüzde 37.3'ü mahkumiyetle sonuçlanmış. Oysa
toplam sanık sayısı 2003'te 2 milyon 239 bin 766'dan 2013'te 4 milyon 305 bin
32'ye çıkmış. Sanık sayısı artarken mahkumiyet oranı düşüyor.
Ceza mahkemelerinden kararlar Yargıtay'a gidiyor.
Yargıtay'daki ceza daireleri, 2003'te 251 bin 246 dosyaya bakıp bunların yüzde
47'sine tekabül eden 118 bin 221'ini sonuçlandırmışken, 2013'te toplam dosya
sayısı üç kata yakın artıp 730 bin 385'e çıkmış, Yargıtay ceza daireleri
bunların yüzde 51.4'ünü, yani 375 bin 257'sini karara bağlamış.
Yargıtay ceza daireleri 2003'te bitirdiği dosyalardan yüzde
41.6'sına tam, yüzde 2.5'ine kısmi onama verirken, 2013'te tam onama yüzde
42.1, kısmi onama yüzde 27 olmuş. Ceza mahkemelerinin kararlarının bozulma
oranı bir hayli yüksek yani.
100 çocuktan 2.3'ü sanık!
Çocuk mahkemeleri, maalesef ülkemiz için çok yeni
tanıştığımız bir mahkeme biçimi. Ve bu mahkemelerin baktığı dosya sayısında
ciddi bir artış var son 10 yılda.
2003'te çocuk mahkemelerinde 29 bin 591 dosya varken 2013'te
dava sayısı 117 bin 367'ye çıkmış. Aslında dava sayısının artması iyi bir şey;
çünkü biz hala çocukları TMK 10'la görevli ağır cezada, ağır cezada, asliye
cezada ve sulh cezada yargılamaya devam ediyoruz. Oysa çocuklar çocuk
mahkemesinde yargılanmalı.
Çünkü baktığınızda mahkemelerde yargılanan çocuk sayısında
dava sayısı kadar artış yok. 2003'te 124 bin 620 çocuğu yargılamışız, 2013'te
182 bin 308 çocuğu. Maalesef her 100 bin çocuktan 2315'i sanık.
Bir çarpıcı şey, 2003'te çocukların yüzde 51.3'ünü mahkum
etmişiz, 2013'te yüzde 29.4'ünü...
Ama buna karşılık 2003'te mahkumiyetlerin yüzde 4.7'si hapis
cezasıyken bugün yüzde 22.1'i hapis cezası.
2013 yılında 44 bin 352 çocuğu mahkum etmişiz; çoğu
hırsızlıktan.
Adalet duygusu ölünce, güven duygusu ortadan kalkar. Güven duygusunun ortadan kalktığı yerde de vicdan aranmaz. Vicdanı olmayanında yaptığı işlerde hak, hukuk ve adalet aranmaz. Adaletin olmadığı bir yerde de özgürlük olmaz. İnsanlara korku salınarak, karanlığa ve yanlızlığa itilirler. Hayat çöker.
YanıtlaSil