Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum:
*
*
1. HDP değil Ak Parti konuşacağız
7 Haziran seçiminin ana teması HDP'nin yüzde 10 barajı geçip
geçmeyeceğiydi; bu kez konu Ak Parti'nin oylarını arttırıp artıramayacağı ve
tek başına iktidar olup olamayacağı.
2. 'Seni başkan seçtirmeyeceğiz'
7 Haziranda muhalefeti, hatta MHP ile HDP'yi bile bir araya
getiren tema, Ak Parti'nin 330'un üzerinde milletvekili çıkarmasını engelleyip,
bu partinin Meclis'te Anayasayı tek başına değiştirip başkanlık sistemini
getirmesinin önüne geçmekti. Bu kez, Ak Parti'nin bile beklentisi 300
milletvekili değil.
3. Muhalefet iktidar olabilir
7 Haziranda CHP ve MHP'nin iktidar ortağı olması gibi bir
beklenti bu iki partinin seçmeninde bile yoktu; temel motivasyon daha çok Ak
Parti'yi engellemek üzerineydi. Ama 7 Haziran bize gösterdi ki CHP de MHP de
pekala iktidar ortağı olabilir, seçmene verdikleri sözlerin bir bölümünü yerine
getirebilir. Bu durum iki parti seçmenini farklı motive edecektir.
4. Ak Parti tanrılar katından inebilir
7 Haziran öncesinde olduğu gibi bu seçimde de Ak Parti'nin
seçimi birinci parti olarak bitireceğinden en azılı muhalifleri dahil kimsenin
kuşkusu yok. Ancak Ak Parti eğer bu seçimde de oy kaybını sürdürür, mesela
yüzde 39 ve altına inerse, kurulduğu günden beri bu partinin başının üzerindeki
hale de kaybolabilir; yani Ak Parti kaderi iktidar olmak olan bir parti değil
normal bir parti gibi algılanmaya başlayabilir.
5. Seçim güvenliği sorunu
7 Haziranda 'Oy ve
Ötesi' gibi kuruluşlar çok etkin oldu; seçim öncesi anketlerde vatandaşın
seçim sonuçlarına güvenmediğine ilişkin yaygın bir algı vardı ama 7 Haziranda
bu anlamda ciddiye alınacak bir seçim hatası veya hile iddiası dile
getirilmedi. Daha doğrusu bu çeşit iddiaları soyut birer suçlama olarak sadece
Ak Parti Güneydoğu'daki sandıklar için dile getirdi ve PKK/KCK'nın tehditle
HDP'ye oy topladığını öne sürdü. Ama bu iddialar için resmi şikayet pek
yapılmadı. Buna karşılık bu seçimde, ülkenin büyük şehirleri dahil her yerinde
yaşanan terör olayları nedeniyle seçim güvenliği ciddi bir sorun olacak gibi
duruyor. Devlet tarafı, PKK/KCK'nın seçmeni tehdit etmesini engellemek
bahanesiyle güvenlik güçleriyle devreye girdiğinde bu kez HDP kanadından
oyların çalınması ve hile iddiaları ortaya atılacak. Kısacası pek de huzurlu
bir seçim yaşamayacağız.
6. Devlet imkanlarıyla seçim kampanyası
7 Haziranda muhalefetin sık sık dile getirdiği en önemli
iddia, Ak Parti'nin devlet imkanlarıyla seçim kampanyası yürüttüğü iddiasıydı.
Devlet uçakları siyasileri mitinglere taşıyordu çünkü. Bu kez eğer seçime
Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak ara dönem hükümetiyle gideceksek, bu
iddialar da ister istemez azalacaktır.
7. RTÜK'te Ak Parti çoğunluğu artık yok
7 Hazirana giderken dile getirilen önemli itirazlardan biri,
Ak Parti'nin televizyonlarda diğer partilere göre çok daha fazla gözükmesiydi.
Bugün artık RTÜK'te çoğunluk Ak Parti'de olmadığı için TV'ler daha dikkatli
hareket edecektir.
8. Parası olan düdüğü çalar
Yeniden seçim demek adaylardan partilere kadar herkesin
kesenin ağzını açması demek. Bu seçimde, eğer durum değişmezse, 7 Haziran'dan
farklı olarak partiler Hazine yardımı da kullanamayacak. Öyle olunca da, şu an
kasasında para olan parti reklam kampanyasında bir adım önde olacak. Geçen
seçimde CHP ve Ak Parti ciddi bütçeler kullandılar. Ak Parti, aynı miktarda
olmasa da bu seçimde de ciddi para harcayabilir gözüküken CHP'nin durumu biraz
daha zor.
9. Kim ne diyecek?
Partiler, ekonomik vaat silahını 7 Haziranda kullandı; acaba
aynı şeyleri bu seçimde de söylerler mi? Söyleseler bile bu seçim siyasi
söylemin öne çıkacağı bir seçim olmaya aday. Ak Parti, cümleleri ne şekilde
kurarsa kursun sonuçta, 'Ben yoksam
istikrar da yok' diyecek ve tek başına iktidar isteyecektir. Bu bir yerde
seçmeni yokluğuyla tehdit etmek anlamına da gelecektir. Buna karşılık
muhalefetin de, belki parti ayrımı gözetmeksizin 'Yenilen pehlivan güreşe doymazmış' demesi beklenmeli.
10. 2016 bütçesi gecikecek
Bunun seçimle ilgisi yok aslında. Şu an ortada bir hükümet
olmadığı ve Meclis de büyük olasılıkla iki haftaya kadar münfesih hale geleceği
için 2016 bütçesi diye bir bütçe yapılamayacak. Yeni Meclis kasım sonunda
başkanlık divanını oluştursa ve büyük bir hızla hükümet kurulsa bile büyük
olasılıkla 2016'nın ilk aylarını Türkiye bir 'geçici bütçe' ile geçirecek; yani
belki memur ve emekli maaşları ödenecek, temel sağlık hizmetleri vs sunulacak
ama kamu yatırımları büyük olasılıkla ciddi biçimde yavaşlayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder