13 Ağustos 2014 Çarşamba

İranlı kadın matematik Nobel'ini aldı

Meryem Mirzakhani

Dünyanın en prestijli matematik ödülü kabul edilen 'Fields Medal'ı, ödülün tarihinde ilk kez bir kadın kazandı. 37 yaşındaki İranlı Meryem Mirzakhani, ödülü tümüyle 'pür matematik' olarak kabul edilen bir konuda yaptığı çalışmalarla aldı.
Mirzakhani, İran'a doğmuş ve büyümüş. Çocukluk yıllarında aslında yazar olmak istiyormuş. Okulun yakınındaki kitapçıda, kitapları karıştırmak ve onların hiç değilse bir bölümünü orada okumak yasak olduğu için çok sayıda kitap satınalır, sonra da onları evde okurmuş.
'Lisenin son yılına kadar matematiğe ve bilime çok ilgi gösterdiğimi söyleyemem' diyor Mirzakhani, bugüne kadar kendisiyle yapılmış yegane söyleşide.
Ama o yıl, bilimle daha fazla ilgili olan ağabeyi, Meryem'in ilgisini çekmeyi başarmış. Yine Mirzakhani'nin anlattığına göre, ağabeyi ona büyük Alman matematikçi Karl Friedrich Gauss'un meşhur öyküsünü anlatmış.
Öyküde, ilkokuldaki matematik öğretmeni, sınıftaki öğrencilerden 1'den 100'e kadar olan sayıları toplamalarını ister. Aradan kısa bir süre geçer ve küçük Gauss ayağa kalkıp sayıları topladığını söyler. Büyük ihtimalle başka bir şeyle ilgilenmek için sınıftan vakit kazanmak isteyen ve o yüzden öğrencileri meşgul edeceğini düşündüğü rastgele bir soru sormuş olan öğretmen şaşırır. Gauss'un cevabının tamamını vermeyeceğim, onun yerine bir ipucu ile yetineyim: Sorunun cevabı 5050 ve bütün mesele toplamı 101 olan parçaları bir araya getirmek!
Meryem, 'Birden bire matematiğin güzelliğini gördüm' diyor ağabeyinin ona bu öyküyü anlatmasıyla ilgili olarak ve o güne kadar pek ilgilenmediği, ortalama bir öğrenci olduğu matematiğe olan ilgisi genişlemeye başlıyor.
Aslında Meryem Mirzakhani'nin matematik yeteneği ve bu konudaki çalışkanlığı daha çok gençken uluslararası alanda görülmeye başlanıyor. 1994 ve 1995'te, ülkesininin matematik olimpiyatı takımlarında yer alıyor ve altın madalyalar kazanıyor. 
İran'ın saygın bilim üniversitesi Şerif Üniversitesi'nden mezun oluyor, Amerika'da Harvard'da doktorasını ve doktora sonrası çalışmalarını yapıyor. Sonra bir süre saygın Clay Enstitüsü'nde çalışıyor ve ardından bugün de çalışmakta olduğu Stanford Üniversitesi'nde matematik profesörü olarak işe giriyor.
1977 doğumlu olan Meryem Mirzahkani, daha önce de 2009'da pür matematik çalışmaları nedeniyle Blumenthal Ödülü'nü ve 2013'te de Amerikan Matematik Derneği'nin Satter Ödülünü kazanmıştı.
Peki ne yaptı da, verilmeye başlandığı 1936 yılından beri sadece erkekler tarafından kazanılan Fields Madalyası gibi bir ödülü ilk kazanan kadın oldu Mirzakhani?
Cevap çok basit değil, kısaca anlatması da zor. Geometri dendiğinde çoğumuzun gözüne üçgenler, dörtgenler vs iki boyutlu Öklid geometrisi gelir. Öklid'in geometrisi, 2000 yıldan fazla süreyle yegane geometri olarak kaldı ama bütün bu süre boyunca bu geometride yer alan bir şey matematikçileri rahatsız etti. O da meşhur 'paralel postula'sıydı. 
19. yüzyılda aynı anda birkaç matematikçi, paralel postulasıyla ilgili sorunu çözdü ama bunlardan biri, Alman matematikçi Bernhard Riemann'ın çözümü bunlar içinde en meşhuru oldu.
Gözünüzün ününe dünyayı, yani küreyi getirin. İstanbul'dan kalkan bir uçak mesela New York'a gitmek istediğinde en kısa yol nedir? Hayır, iki şehir arasında çizilecek düz bir çizgi değildir. İstanbul-New York yolculuğu yapanların da bildiği gibi uçaklar önce kuzeye tırmanır ve sonra da benzer bir açıyla yeniden güneye New York'a yönelirler. Bu en kısa yoldur ve bu çeşit rotalara 'jeodezik rota' adı verilir.
Tabii küreler görece kolay ve 'mükemmel' şekiller. Gözünüzün önüne şimdi de bir simidi veya kahve fincanını getirin; ve sadece bir noktadan diğerine giden en kısa yolu değil, bu şekiller üzerinde oluşabilecek bütün diğer sorunları düşünün.
Mirzakhani işte böyle şekillerle uğraşıyor. Mesela biz, Einstein'ın genel görelilik kuramından beri, kütlenin uzay zamanı eğdiğini biliyoruz. Mesela bir kara delik, ki muazzam bir kütle ve kütleçekim gücü demek, uzay-zamanı nasıl eğiyor, ne kadar eğiyor?
Şöyle düşünün: Dört bir yanından birinin tuttuğu bir çarşaf var, bu uzay-zaman olsun ve dört kişi gerebildiği kadar gersin çarşafı. Sonra bir beşinci kişi o çarşafın üzerine ağır bir demir gülle atsın. Gülle çarşafa bir ölçüde gömülür değil mi? İşte Mirzakhani'nin uğraştığı konulardan biri bu gibi durumlar.
Daha fazla açıklamayı uzman matematikçilere bırakıp son bir bilgi vereyim: Mirzakhani'nin çalışmalarının hiçbir, tekrar ediyorum HİÇBİR pratik uygulaması yok. Olsa olsa belki az önceki örneklerimdeki gibi uzay-zamanla ilgilenen fizikçilerin, belki kuantum alan teorisi çalışanların ve bir ihtimal de malzeme bilimiyle uğraşanların işine yarayabilir.
Bu söylediklerim tabii, bugüne ve bugünün bilimine ilişkin şeyler. Yüzyıl sonra Mirzahkani'nin matematiği hayatın merkezinde yer alabilir. Zamanında Joseph Fourier'nin bir özel amaç olmaksızın geliştirdiği serilerden hareketle oluşturulan ve 'Fourier Transformları' adı verilen pür matematiksel çalışmalar sayesinde bugün en azından stereo müzik dinliyoruz.
Bilim tarihi böyle herhangi bir pratik amaç güdülmeksizin yapılmış şeylerle dolu ve unutmayın bunların hepsi bir gün işe yarayacak diye bir şey de yok.
37 yaşındaki İranlı bir çocuk annesi bir kadın, hem üstün yeteneği hem de aslında yıllardır devam eden olağanüstü çalışkanlığı sayesinde hem bilimde bir çığır açtı hem de aslında dünyanın dört bir yanındaki kadınların önünü açtı.

Bilimin ne kadar erkek egemen olduğu ve kadınları nasıl dışladığı bilinmeyen bir şey değil. Zamanında Marie Curie Nobel alarak büyük bir yol açmıştı; o yol hala yeterince geniş değil. Bugün de Meryem o yolu biraz daha genişletti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder