Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı hem ana kaynağın web linki hem de gazetede kullanamadığım grafiklerle birlikte burada da sunuyorum.
***
Türkiye, sorun çözmektense onları ertelemeyi tercih eden bir
ülke. Hiçbir sorunumuz çözülmüyor değil ama halının altına süpürüp
hatırlamamayı seçtiğimiz sorunlarımızın sayısı çözdüklerimizden kat be kat fazla.
Böyle böyle birikmiş devasa bir sorun stokumuz var. Bu büyük
stokun, uzun zamandır çözülmediği için artık devasa boyutlara ulaşmış bir de nadide
üyesi var: Eğitim.
Geçen ay yayınlanan bir OECD raporu, bu stoğun durumunu çok
çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.
Normalde 15 yaş üstü nüfus 'çalışabilir nüfus' olarak değerlendirilir. Ancak 21. yüzyılın
gerektirdiği bilgi ve beceriler nedeniyle artık çoğu zaman 25 yaş üstü (yani
üniversite sonrası) nüfusun eğitimine bakılıyor.
Kendi sorunumuzu tanımlamak için önce yukarıdaki grafiğe bir
bakalım: 2000 yılında Türkiye'de 25-64 yaş nüfusun yüzde 10'dan azı üniversite
mezunuymuş. 2012'de ise yüzde 17'si. Evet iki kata varan bir artış var ama mesela
Portekiz de bizim gibiymiş 2000'de, şimdi onlar bizi geçmiş, yüzde 20'ye
dayanmış. Daha çarpıcısı İrlanda: 2000'de 25-64 yaş nüfusunun yüzde 20'si
üniversite mezunuyken bugün yüzde 40'ı. Üstelik genç nüfusa sahip olmakla
övünen biziz.
Üniversite mezuniyetinde durum bu. Peki ya lise mezunu
oranımız ne?
25-64 yaş nüfusta lise mezunu oranı en düşük ülkelerin başında Türkiye geliyor. |
Bizim 25-64 yaş nüfusumuzun yüzde 20'den azı lise ve dengi
okul mezunu. Bu mezunların kabaca yarısı meslek lisesi çıkışlı. Almanya'da
25-64 yaş nüfusun neredeyse yüzde 60'ı lise mezunu. Bunların ezici çoğunluğu
meslek lisesi çıkışlı. Kore'de nüfusun yüzde 40'ı lise mezunu. (Yine bizim
'genç' onların ise 'yaşlı' olduğunu unutmayalım.)
Örnekleri daha uzatmanın anlamı yok: Sanırım anlaşıldı, Türkiye nüfusunun önemli bölümü yeterli eğitime, dolayısıyla 21. yüzyılın gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip
olmayan bir ülke.
Bugün 64 yaşındakilerin 1950 doğumlu olduğunu hatırlayacak
olursak, bizim halka yeterli eğitim vermeme sorununu 50'lerden beri
biriktirdiğimiz, halının altına süpürerek görmezden geldiğimiz daha iyi
anlaşılır. (Muhtemelen bu mesele daha öncesinde de aynen mevcuttu, yani eğitim
Cumhuriyet'in ilk 25 yılında da azınlığa verilebilen bir hizmetti ama bunu
kanıtlamak için gereken rakam seti elimin altında yok.)
Bu bakımdan, Kore'nin performansı Türkiye'yi utandırmalı:
Onlarda iç savaşın hemen öncesinde ve sırasında, yani 1950'de doğan çocuklar
ile bizde 1950'de doğanlar bugün birbirine benziyor: Her iki ülkede de 55-64
yaş grubunda üniversiteden mezun olma oranı yüzde 10 civarı. Ama aynı
kıyaslamayı 25-34 yaş grubu için yaptığınızda onlarda üniversite bitirenlerin
oranı yüzde 70'e varırken biz yüzde 20'lerin başındayız.
Yani, biz sorunumuzu halının altına süpürürken onlar bunu
yapmamış, halka eğitimi götürmüş.
Tabii burada sunduğum istatistikler eğitimin kalitesiyle
değil sadece süresiyle ilgili, bunu hiç akıldan çıkarmamak lazım.
Detaylara girip yaş gruplarının eğitim sürelerine baktıkça
durumun çarpıcılığı daha da belirginleşiyor...
En az 50 yıllık ihmal...
Sağolsunlar, ülkemizle ilgili temel bilgileri OECD'den öğreniyoruz.
Bakın, bugün yaşayan vatandaşlarımızın 55-64 yaş arasında
olanların yüzde 21'i lise mezunu. Yani beş kişiden biri.
45-54 yaş aralığında oran biraz artıyor: Yüzde 25. Yani dört
kişiden biri.
35-44 yaş aralığına bakalım, burada oran yüzde 32, kabaca üç
kişiden biri.
Ya görece 'genç'ler, yani 25-34 yaş arası? Yüzde 46. Yarı
yarıyadan az.
Bugün 34 yaşındaki kişinin 1980'de doğduğunu unutmayın.
Aynı yaş aralıklarını Kore için de vereyim de, kıyaslama
yapılabilsin: 55-64 yaşındakilerin yüzde 48'i, 45-54 yaş arasındakilerin yüzde
78'i, 35-44 yaş arasındakilerin yüzde 96'sı ve 25-34 yaş arasındakilerin yüzde
98'i en azından lise mezunu bu ülkede.
Henüz istatistiklere girmedi ama biz, 15-24 yaş arası
nüfusta kabaca yüzde 60'a yaklaşan bir lise mezuniyeti tutturmuş olmalıyız;
yani 1990-2000 arası doğanlarda. 2000 yılında doğanlar bugün 14 yaşında ve o
kuşakta ancak yüzde 70'in üzerine çıkacağız lise mezuniyetinde.
Gelecek, bugünkünden o kadar da parlak olmayabilir
anlayacağınız.
Konuya devam edeceğim.
Benim oğlum bina okur, döner döner bi daha okur
YanıtlaSil