Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı blogumda da paylaşıyorum.
***
***
Enerji, özellikle de elektrik üretimi konusuna bir girdim,
çıkamıyorum. Geçen hafta çıkan yazılardan sonra Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz
telefon etti, çok değerli bilgiler verdi. Bir yandan da sektörle ilgili bilgisi
olan ve bizzat kendisi sektörde yatırım yapmaya çabalayan çok sayıda kişi ve
kurumdan, üniversite profesörlerinden bilgiler yağdı.
Önce izninizle EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz'ın verdiği
bilgileri aktarmaya çalışayım:
- 2012 yılı sonu
itibariyle 57059 MW olan kurulu gücümüz 2014 Eylül Sonu itibariyle 68230 MW
olmuştur. 2012 yılında rüzgar enerji santrali (RES) kurulu gücümüz 2.313 MW
iken bugün bu güç %50’lik bir artışla 3.484 MW’a ulaşmıştır. Aynı şekilde güneş
enerji santrali (GES) kurulu gücümüz 2012 yılında 0 iken bugün (tamamı
lisanssız üretim kapsamında) 20,3 MW’a ulaşmıştır.
- 2012 yılında 2676 MW yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı üretim tesisi devreye alınmış bu rakam 2013 yılında %27 artış göstererek
3406 MW’a ulaşmıştır. 2013 yılında devreye alınan tüm santrallerin %50’si
yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı tesisleridir.
- Belirtmek gerekir
ki 600 MW güneş enerjisine dayalı lisanslı üretim tesisi yatırımı için Kuruma
496 adet 7904 MW kurulu güç için başvuru yapılmıştır.
- 2015 yılı Nisan ayında alınacak 3000 MW rüzgar enerjisine
dayalı lisanslı üretim tesisi başvurusu için 1380 adet ölçüm direği dikilmiş
olup bu kapsamda en az 750 başvuru yapılmasını beklenmektedir.
- 10-14 Haziran 2013
tarihlerinde 600 MW kurulu güç için GES lisans başvuruları Kurumumuz tarafından
alınmış olup, yapılan incelemeler kapsamında uygun başvurular TEİAŞ’a
gönderilmiştir. TEİAŞ sisteme bağlanacak projeleri belirlemek için 6446 sayılı Kanun
gereği bölge bazında yarışma yapacaktır. Yarışmaların 2014 Aralık ayında
yapılması planlanmaktadır. Beş bölge için tüzel kişilere ön lisans verilme
aşamasına gelinmiş olup Kurumumuzca çalışmalara son şekli verilmektedir.
Yarışma sonrası yaklaşık 40 tüzel kişiye daha ön lisans verilmesi
öngörülmektedir. Bu başvurular için ülkemizin mevcut enterkonnekte iletim
şebekesi yeterlidir.
***
Bunlar Mustafa Yılmaz'ın verdiği bilgiler. Yılmaz,
konuşmamız sırasında lisans başvurusu yapan kurumların dosyalarının çok uzun
sürelerde tamamlanabildiğini, hala pek çok başvurucu firmanın dosyasında
eksikler bulunduğunu, kendilerinin kurum olarak bu şirketleri tek tek arayarak
eksiklerin tamamlanmasını istediklerini de anlattı.
Peki ama bu dosyalar neden bir türlü tamamlanamıyor?
Tembellikten mi, işbilmezlikten mi, yoksa bürokrasiden mi?
Bir rüzgar yatırımcısı anlatıyor: 6 yıl önce lisans aldık hala üretime başlayamadık
Kendisi adının yazılmasında sakınca görmedi ama ben yine de
ismini saklıyorum; çünkü az sonra aktaracağım sorunlar sadece o şirketin başına
gelen şeyler değil.
Bakın bir rüzgar enerjisi yatırımcısı macerasını nasıl
anlatıyor:
- Projemizin
çalışmaları 2000 yılında Rüzgar ölçümleri ile başladı. Lisans ilk müracaatı
2003 yılında yapıldı. Ancak üretilecek enerjiyi iletecek TEİAŞ kapasitesi
yetersiz olduğu için lisans müracaatları bekletildi. Nihayet 2006 yılında
müracaatlar kabul edildi ve iletim hattı planlandı. Gerekli ön izinleri ve
teminatları tamamlayan şirketimiz 2008 yılında lisans almaya hak kazandı.
- Lisans sonrası alınması gereken tüm izinler alınmaya
başladı. 2013 yılında onaylanan imarımıza dek tam 42 adet kurum izin ve görüşü
şirketimiz tarafından alındı. Daha sonrasında günümüze dek almış olunan izin ve
görüş sayısı 70 adete çıktı.
- 2013 yılında
yapılan ana trafo ve alınan imar izni ile inşaat faaliyetleri de başlatıldı. 6
adet türbinden oluşan 18 MW gücündeki proje için lisansta tahsis edilen santral
saha genişliği 4000 dekar olmasına karşın inşaai faaliyet (Şalt merkezi dahil)
sadece 2 dekar alanda yapılmıştır. (20 metre çapında 6 adet temel ve 240
metrekare şalt merkezi)
- Akdeniz üniversitesinden 7 kişilik öğretim görevlisi olan
bir çalışma grubu inşaat öncesi, inşaat anında olmak üzere 4 dönemdir canlı
hayat izlemeleri yapıyor. Bu çerçevede ayrıntılı kuş göç hareketleri, yerli
canlı hayat, mevcut bitkisel örtü
çalışmaları yapılıyor.
- 2000 yılında
başlayan ve nihayet 2014 yılında çalışabilecek bu 14 senelik projemiz her yıl
60 milyon kW enerji yani günde ortalama 167.000 kW enerji üretecek. Atmosfere
salgılanan CO2 miktarında yaptığı azaltım tam 19.000 ağacın başardığı ile
eşdeğer.
***
Evet bunlar da bir rüzgar yatırımcısının anlattıkları. Dile
kolay, tam 14 yıl...
Böyle hikayeleri dinleyince insan ister istemez soruyor:
Türkiye sahiden yenilenebilir kaynaklardan enerji üretmek istiyor mu, istemiyor
mu?
MİT dahil 70 ayrı kurumdan tek tek izin istemeye, parayı
yatırıp 14 yıl beklemeye ve son dakikada hala engellerle mücadele etmeye kaç
kişi hazırdır dersiniz? EPDK'nın rakamlarına bakılırsa yine de çok sayıda insan
bu şartlara rağmen yatırımcı olmak istiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder