Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı bazı kaynakların web linkleriyle birlikte burada da sunuyorum:
***
Bilim insanı, en önce yaptığı bilimle değerlendirilir. Yani
araştırma yapar, makale yazar, makalesini saygınlığı belli hakemli dergilerde
yayınlar.
Sonra başka bilim insanları da o makaleden yararlanır, ondan
alıntılar yaparak veya ona atıflarda bulunarak başka araştırma makaleleri yazar
yayınlar.
Bir anlamda, bilim insanının yaptığı bilimin değeri, onun
makalesine yapılan atıflarla da ölçülebilir yani.
Bu bilimsel atıfları ölçen çeşitli metodolojiler, uluslararası
kabul görmüş listeler var.
Bu listelerden birini, ünlü Reuters Haber Ajansı yapıyor, 'Reuters-Thompson Higly Cited Researchers'(Yüksek Atıf Alan Araştırmacılar) adı altında.
Reuters-Thompson son listesini birkaç hafta önce yayınlandı.
Liste dünya çapında ve toplam 22 bilim disiplini arasında yazdıkları makalelere
en çok atıf alan toplam 3216 bilimciyi barındırıyor. Bunlar, dünya biliminin
kreması; çünkü en yüksek atıf alan ilk yüzde 1'lik dilimdeki insanlar.
Bu listede Türkiye kökenli 18 bilimci yer alıyor.
Önce bu isimleri vereyim:
Klinik tıp: Cleveland Clinic'ten Murat Tuzcu.
Bilgisayar bilimleri: Nebraska Üniversitesi'nden Mehmet C. Vuran.
Ekonomi ve İş: Massachussets Institute of Technology'den Daron Acemoğlu.
Mühendislik: Işık Üniversitesi'nden Sabri Arık; kendi şirketlerinden Havva Bolat ve Mustafa Bolat;
King Abdulaziz Universitesinden Ayhan
Demirbaş; Ontario Üniversitesinden İbrahim
Dinçer; Erciyes Üniversitesi'nden Mustafa
Saylak; Rice Üniversitesinden Tayfun
Tezduyar; Gaziosmanpaşa Üniversitesinden Mustafa Tüzen; ABD'deki Uluslararası Hidrojen Birliği'nden T. Nejat Veziroğlu.
Moleküler Biyoloji: Bilkent Üniversitesinden Can Alkan.
Fizik: Bilkent Üniversitesinden Salim Çıracı.
Bitki ve Veterinerlik: Avustralya'daki Commonwealth Science
and Independent Research Organization'dan Kemal
Kazan.
Sosyal Bilimler: King Abdulaziz Üniversitesi'nden Ayhan Demirbaş ve Muhammed Fatih Demirbaş; Selçuk Üniversitesi'nden Fulya Öztaş.
Bu isimler, Türkiye'den gelip 2013 yılında bilim dünyasının
en tepesine yerleşmiş seçkin bilim insanları. Belki dikkatinizi çekti, pek azı
Türkiye'deki üniversitelerde çalışıyor bu insanların. Sadece bu durum bile,
ülkemizdeki bilim ortamının ne kadar az parlak olduğunu anlatıyor bana soracak
olursanız.
Bir başka ilginç durum, atıf endeksleri hesaplanan 22 ana
bilim dalından sadece 9'unda Türkiye kökenli insanların bulunması. Kalan 13
bilim dalında kimse yok. Ayrıca, bu yüzde 1'lik kremaya katılabilmiş Türkiye
kökenli 18 bilimcimizin 9'unun, yani yarısının mühendislik bilimlerinde, yani
uygulamalı bilimlerde olması da bence bir gösterge. Temel bilimlerde maalesef
yeterince çok bilimcimiz yok.
Her şeye rağmen bardağın dolu tarafını görmeli; bu 18
insanla gurur duymalıyız. Onlar sonuçta bu topraklardan çıkıp bütün insanlığa
katkı sağlayan en seçkin isimlerimiz.
Hangi bilimlerde yokuz?
Reuters-Thompson'un listesine baktığımızda, Türkiye kökenli
bilimcilerin yer alamadığı 13 bilim alanı şunlar:
Zirai bilimler;
biyoloji-biyokimya; kimya; çevre ve ekoloji; yer bilimleri; immünoloji;
materyal (malzeme) bilimleri; matematik; mikrobiyoloji; nörobilim ve davranış
bilimleri; eczacılık ve toksikoloji; psikiyatri/psikoloji.
Matematik Dünyası'nın 100. sayısı
Tosun Terzioğlu |
Günün birinde üşenmezsem, "Bir gün Tosun Terzioğlu bana dedi ki..." veya "Bir gün Tosun Terzioğlu beni aradı ve
..." diye başlayan cümleri derleyeceğim; çünkü tek tek bu cümlelerin
toplamı bir kitap boyutuna ya erdi ya da ermek üzere.
Ve ben de yazıya böyle bir cümleyle başlayacağım: Bir gün
Prof. Dr. Tosun Terzioğlu aradı ve 'Matematik
Dünyası' dergisini yenilediklerini, artık Prof. Dr. Ali Nesin'in editörlüğünde derginin çıkmakta olduğu
söyledi.
İtiraf edeyim, daha önce Matematik Dünyası diye bir dergi
duymamıştım. Oysa dergi Türkiye Matematik Derneği tarafından 1991'den beri,
yılda en az dört sayı yayınlandıyordu.
Dergicilik zor iş; hele hele çeşitli seviyelerde
matematikçilere hitab eden ama bilimsel makalelerin yayınlanmadığı bir dergi
çıkarmak, onu hayatta tutmak daha da zor bir iş.
TMD ve Türkiyeli matematikçiler bu zor işi 23 yıldır
başarıyorlar. Şimdi Matematik Dünyası dergisinin 100. sayısı çıkıyor. Dile
kolay, 100 sayı matematik. Üstelik Türkiye'de dergi satış rakamlarını bilenleri
şaşırtacak bir tirajı ve satış rakamı var MD'nin. Dergi 10 bin basılıyor ve 7
bin kadar satıyor. Daha da güzeli, satılmayan eski sayıları da aslında
ansiklopedi gibi satılmaya devam ediyor; yani rafta veya depoda dururken de
para ediyor Matematik Dünyası'nın.
Türkiye Matematik Derneği böyle bir dergi çıkarmaya karar
verdiğinde bu görevi ilk olarak ODTÜ Matematik Bölümü üstlendi; ilk editör Cemal Koç'tu. Sonra Şafak Alpay nöbeti devraldı. Onun
ardından sıra Albert Erkip'e geldi.
Müthiş bir özveriyle hazırlanan dergi 1997'de yayın hayatına bir yıl ara vermek
zorunda kaldı. Ama ertesi yıl bu kez Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi matematik bölümünce çıkarıldı. 2001'e kadar fedakarlık sırası Akdeniz
Üniversiteli matematikçilerdedir. Ardından dergi yine göç etti, bu kez İzmir
Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün matematik bölümü tarafından çıkarılmaya başlandı.
Ve son olarak 2003'te dergi İstanbul'a, Bilgi Üniversitesi'nin matematik
bölümüne taşındı, Ali Nesin'in editörlüğü başladı.
Ali Nesin |
Dergiyle ilgili söyleyecek çok şeyim var; lise ve üniversite
öğrencilerini hedef okuyucu olarak belirleyen ve matematiğin pek çok alanında
derinlemesine bilgi veren, hatta bazen ansiklopedi veya ders kitabı işlevini
üstlenen olağanüstü iyi bir yayın bu.
Zaten bu kadar iyi olduğu için her sayısı kıskanılacak
miktarda okuyucuyla buluşuyor, bugün de yeni editörleriyle 100. sayısına kadar
geldi.
Benim ömrüm yetmez herhalde ama umarım Matematik Dünyası'nın
1000. sayısını da görürüz.
Türkiye'nin ve matematik meraklılarının bu dergiye ihtiyacı
var çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder