3 Haziran 2015 Çarşamba

Ak Parti'nin düşüşü, MHP'nin yükselişi durur mu?

Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
*

Seçime kaldı bugün dahil 5 gün. Memlekette herkes seçim tahmini yapma yarışında. Berberlerde ve kahvelerde iddialara giriliyor; isteyen İngiliz bahis sitelerine girip bahis oynuyor.
Elbette herkesin kendine göre bir seçim sonucu temennisi var; tahminle temenni birbirine karışıyor çoğunlukla.
Sosyal olaylar bir günde veya bir haftada olup bitmezler; seçimlerin sonucuna ilişkin olarak da eğilimler öyle bir anda insanın karşısına çıkmaz, çok önceden kendini göstermeye başlarlar.
Türkiye'de rakamlara baktığınızda, iki ana eğilim göze çarpıyor; 2011'den buyana. Bunlardan birincisi, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'ndeki oy kaybı; diğeri ise Milliyetçi Hareket Partisi'ndeki çarpıcı oy yükselmesi.
Ak Parti'den başlayayım:
Bu parti, 2011 genel seçiminde 21 milyon 399 bin 082 oy aldı, yani geçerli oyların yüzde 49.83'ünü. Ama dört yıl sonra, 30 Mart 2014'te yapılan yerel seçimde (büyükşehir olan yerlerde ilçe meclislerine, geri kalan yerlerde il genel meclisine verilen oylara bakıldığında) Ak Parti'nin oyu 19 milyon 469 bin 840'a, yani geçerli oyların yüzde 43.4'üne düştü.
Pazar günü yapılacak seçimin bir numaralı sorusu, evet HDP'nin barajı geçip geçmeyeceği sorusundan bile önemli sorusu, Ak Parti'deki bu oy kaybının devam edip etmeyeceği. Bu parti, 2009 yerel seçiminde de ciddi miktarda oy kaybetmişti ama iki yıl sonra yapılan seçimde kanamayı durdurup yeni seçmen kazanabildi. Bakalım bu sefer ne olacak?
Gelelim, medyada neredeyse hiç adından söz edilmeyen ama aslında çizgisi ciddi yükselişte olan MHP'ye.
Bu parti 2011'de genel seçimde 5 milyon 585 bin 513 oy aldı, yani geçerli oyların yüzde 13.01'ini. Yerel seçime geldiğimizde MHP'nin oyu inanılması güç bir sıçramayla 7 milyon 907 bin 067'ye, yani geçerli oyların yüzde 17.62'sine yükselmişti. Üç yılda yüzde 150'ye varan bu artış bu seçimde de sürerse MHP'nin CHP'yi yakalaması gerekir ama herhalde yükseliş hızı düşecektir. Yine de MHP'yi pazar gecesi 9 milyon oy sınırında görürsek şaşırmamalıyız.


CHP yerinde mi sayacak, kazanacak mı?



Cumhuriyet Halk Partisi her seçime başka bir parti gibi girdiği ve seçimden seçime propaganda çizgisinde ciddi değişikliklere gittiği için bu parti hakkında tahminde bulunmak zor.
2011 genel seçimi Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk seçimiydi; 'Yeni CHP söylemi'yle girilen bu seçimde parti ulusalcı ve Kemalist adaylar göstermesine rağmen propagandasında laikliğe, hayat tarzlarına ve Atatürk'e çok az vurgu yaptı; onun yerine yoksulluğun önlenmesinden ve sosyal yardımlardan çok söz etti.
CHP 2011'de 11 milyon 155 bin 972 oy aldı, yani geçerli oyların yüzde 25.98'ini.
Sonra Gezi olayları oldu; 17-25 Aralık yaşandı ve 2014'te 30 Mart yerel seçimine giderken CHP'nin bütün kampanyası yolsuzluklar ve iktidarın baskıcılığı üzerineydi. Bu seçimde CHP oylarında belirgin bir artış yaşanmadı, 11 milyon 493 bin 758 oy aldı parti, yani geçerli oyların yüzde 25.62'si.
Şimdi yine başka bir propaganda çizgisiyle karşı karşıyayız. Polemiğe girmeyen, ekonomik vaatlerle yoksul kesimlerin oylarını hedefleyen bir çizgi. Acaba bu çizgi CHP oylarını bu kez belirgin biçimde arttıracak, mesela 13-15 milyona sıçratabilecek mi, yoksa parti yine yerinde mi sayacak?
Ak Parti ve MHP'de görülen türden belirgin bir dip dalgayı göremiyoruz CHP'de.


Seçimin büyük sorusu, HDP'nin kaç oy alacağı...



Herkes, en azından benim çevremde herkes HDP'nin barajı geçip geçemeyeceğini soruyor. Bu soruya benim bir yanıtım yok; barajı geçmenin bu parti için kolay olmadığını herkes gibi ben de biliyorum.
2011 genel seçiminde bağımsız adaylar 2 milyon 819 bin 917 (yüzde 6.57) oy aldı. Bunların tamamına yakınını bugünkü HDP'nin oyu olarak kabul edebiliriz. Ama bu parti bağımsız adayı olmayan yerlerde seçime hiç katılmadığı için bu oylar onların toplam potansiyelini yansıtmıyor büyük olasılıkla.
2014 yerel seçimine de bu siyasi hareket iki ayrı parti çatısı altında katıldı. Bu iki partinin oylarını topladığımızda bugünkü HDP'nin 2014'te 2 milyon 929 bin (yüzde 6.53) oy aldığını varsayabiliriz.
Görüyorsunuz, 2011 oyuyla 2014 oyu birbirine çok benziyor; 3 milyon sınırında.
Bu seçimde eğer 45 milyon oy sayacaksak, yüzde 10 barajı için 4.5 milyon oya ihtiyaç duyacağımızı görüyoruz; katılım arttıkça barajı geçmek için almak gereken oy da yükselecek.

Burada HDP taraftarlarını umutlandıran şey, Selahattin Demirtaş'ın 2014 Ağustosunda Cumhurbaşkanı adayı olarak 3 milyon 958 bin 048 oy almış olması. O seçimde Demirtaş'a giden oylar bugün de yerinde duruyorsa, o zaman HDP'nin bu oyların üzerine 600 bin oy daha eklemesi gerekecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder