Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum.
*
*
Bu köşeyi takip edenler biliyor; uzunca bir süreden beri
Türkiye'de eğitimin kalite sorunlarıyla yakından ilgiliyim ve genel
kalitesizliği sürekli sergiliyorum.
Benim görebildiğim en az üç araştırma ve OECD
istatistiklerine yansıyan rakamlarla biliyoruz ki, Türkiye'deki sosyal ve
ekonomik eşitsizliklerin temeli okulda atılıyor. Yeterince iyi eğitim alamayan
çocuk, kendi anne-babasından daha iyi bir hayata kavuşamıyor. Yani biz
fakirliği ve sosyal eşitsizliği eğitim yoluyla sürekli yeniden üretiyoruz;
dezavantajlı ailelerden gelenler genellikle dezavantajlı bir hayata mahkum
kalıyorlar.
Bu bir kötümser bakış açısı sorunu değil; maalesef veriler
böyle. Yani olgusal bir gerçeklikten söz ediyoruz. Bu gerçeği değiştirmenin
yolu, eğitimin kalitesini arttırırken herkese aynı kaliteli eğitimi sunabilmek.
Ancak ülkemizde kaliteli eğitimin herkese eşit sunulması konusu tartışma
gündeminde bile değil. İmam hatip konuşmaya, eleştirmeye veya savunmaya
harcadığımız enerjinin yarısını eşitlik konusunu gündemde tutmaya harcamış
olsaydık, bugün zaten imam hatip konuşmuyor olacaktık.
Fakat bütün bu eşitsizlikler ve düşük kaliteli eğitim
çölünde bir de açan çiçekler var; en iyi örnekler, Türkiye'nin en iyi liseleri
bunlar. Bugün bu iyi örnekleri, LYS sonuçlarına bakarak yazmak istiyorum.
LYS'ye giren adaylar temelde üç ayrı puan türünde sonuçlar
üreten bir dizi sınavı alıyorlar. Bunlar 'MF'
kısaltmasıyla anılan 'Matematik-Fen'; 'TM'
kısaltmasıyla anılan 'Türkçe-Matematik' ve 'TS'
kısaltmasıyla anılan 'Türkçe-Sosyal' türleri.
Eğer üniversiteye giriş sınavını ölçüt kabul edecek olursak,
ben kendimi bildim bileli bir gerçek değişmiyor: Fen liseleri Türkiye'nin en
seçkin okulları. Bu okullardan mezun olan öğrencilerin bu yıl da LYS'de elde
ettikleri puanların ortalaması hem MF hem de TM'de en yüksek puan. Adının 'fen
lisesi' olması sizi şaşırtmasın, bu liseler TS türünde de Türkiye ikinciliği
elde etti bu yıl.
Devlet tarafından 60'lı yıllarda Ankara'da kurulan sonra
ülke içinde biraz olsun yaygınlaşmaya başlayan fen liseleri örneğini
Türkiye'nin kaliteyi koruyarak ve yükselterek daha fazla yaygınlaştıramaması,
çok daha fazla öğrencisini bu okullarda okutamaması bizim ülke olarak ayıbımız.
Görece yeni bir örnek; artık az sayıda 'özel fen lisesi' de
var. Bunların da hem MF hem TM'de çok başarılı olduğunu ve ikinci sırayı elde
ettiğini görüyoruz ama daha az öğrenciyle kuşkusuz.
Bugün Türkiye'de en yaygın lise türü herhalde Anadolu
Liseleri. Benim gençliğimde ve çocukluğumda bu okullardan çok az vardı ve
onların hepsi son derece seçkin okullardı ama bugün aynı seçkinliği koruyan az
sayıda Anadolu Lisesi var maalesef. Okul sayısını arttırırken kaliteyi
koruyamadık, bu okulları sıradanlaştıracağız diye çekiniyorum açıkçası. Yine
de, her şeye rağmen Anadolu Liseleri üç puan türünde de Türkiye'nin en iyi 10
lise türü arasında giriyor. Bu da sevindirici.
Bu yılki LYS'de, isimlerinden eğitim tartışması gündeminde
çok söz edilen imam hatip liselerinin pek de iyi performans sergileyemediği
görülüyor. Bu liselerden mezun olanlardan 10 bin 837'si kendini MT türünde test
etti ve ortalama 196.875 puan aldı. Bu puanla kabaca ilk 200 bine girdi o
öğrenciler. TM'de 31 bin 744 kişi var imam hatipli ve ortalama puanları
213.544. Bu puan onları ilk 259 binlik dilime soktu. Son olarak TS'de 39 bin
913 imam hatipli ölçüldü, ortalama 237.705 puan alabildiler ve ilk 205 binlik
dilime girdiler. Bunlar çok iyi sonuçlar değil!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder