Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum:
*
*
Türkiye'de ceza mahkemeleri 2014 yılında toplam 1.5 milyon
mahkumiyet kararı verdi.
Adalet Bakanlığı'nın yayınladığı 2014 yılı istatistiklerine
bakacak olursanız, bu kadar mahkumiyet içinde 'imar kanununa aykırılık' diye bir suç hiç geçmiyor; yani kimse bu
suçtan ceza mahkemesinde mahkum olmadı. 'Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı davranışlar nedeniyle ise
sadece 4 bin 297 mahkumiyet kararı var.
Tersi benim için şaşırtıcı olurdu; bu satırların yazarı
dahil ve Cumhurbaşkanlığı kurumu dahil bu ülkede imar kanununa aykırı hareket
etmeyen birey bulmanıza imkan yok; bu kanun gerçekten herkes için işlese
hepimizin hapiste olması gerekirdi.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kanunu için de durum
böyle aslında; İstanbul'un yarısını, Anadolu'nun ise en az üçte birini hapse
atmamız gerekirdi; sadece 4 bin 300 mahkumiyet vermişiz bir yılda.
Bu sıkıcı karşılaştırmayı, geçen hafta İzmir'in şirin kötü
Şirince'yi ziyaret etmesem yapmak aklıma bile gelmezdi.
Bugün günlerden cuma. Bayıltıcı sıcağa rağmen sabah
saatlerinden itibaren İzmir'in Selçuk ilçesinden Şirince köyüne doğru giden yol
tıkanmaya başlayacak. Çünkü bu köy artık yerli yabancı gezginler için önemli
bir varış noktasına dönüşmüş durumda.
Sanki Güney Fransa'da veya İtalya'daki Ortaçağ köyleri gibi
muamele görüyor Şirince gezginler tarafından. Minicik köyde artık çok sayıda
otel, çok sayıda lokanta, kafe ve turistik eşya satış dükkanı var. Köyün koca
koca otoparkları, gelen otobüs ve araçlar için.
Bu köyü yoktan var eden, durduk yerde böyle bir büyük
ekonomi yaratan adam ise hapiste. Evet, Sevan
Nişanyan hapiste. O oraya gidene kadar birkaç meraklı dışında kimsenin
adını duymadığı Şirince'de yıkık durumdaki köy evlerini alıp tamir etti, bunları
tek tek çok zevkle döşeyip otel haline getirdi Nişanyan.
Ve bizde hiçbir başarı cezasız kalmaz. Kaymakamla jandarma
bir oldu; hem imar kanununa hem de kültür ve tabiat varlıkları kanununa aykırı
hareket ettiğini saptadılar ve onu hapse attılar. Daha epey de kalacak hapiste.
Kendisi hapiste ama fikirleri ve yaptıkları Şirince'de iktidarda.
Geçen gün, 'Çocuklarımızı
öldürmeye doyamıyoruz' diye yazdım; yaşatmaya çalışanları da hapse atmaya
doyamıyoruz.
Bir büyük hadise: Nesin Matematik Köyü
Orası turistik bir yer değil; okul sonuçta. Ama bu
gezginleri durdurmuyor. Hadi ben gittim, 'torpilli'ydim,
Ali Nesin değerli vaktini ayırdı
bana köyü gezdirdi. Bir de sıradan insanlar var, gelip köyü gezen, hayran
hayran bakan.
Matematik köyünün ne zahmetlerle ve ne mücadelelerle
yapıldığını çok iyi biliyorum. Ali Nesin ve Sevan Nişanyan bu hayallerini
gerçekleştirirken kaç kere jandarmanın engeline takıldılar. Bir seferinde
jandarma onları Kuran kurslarını yasaklayan kanunu kullanarak hapse atmaya bile
kalkıştı. Diyorum ya bu ülkede başarı cezasız kalmaz.
TÜBİTAK bir kuruş yardım etmedi bu matematik okuluna. Devlet
orayı yok saydı. Hoş, Ali Nesin'in başlarda para dışında bir desteğe de
ihtiyacı yoktu zaten; şimdi o noktayı çoktan geçti matematik köyü. Artık kendi
yağıyla kavruluyor; lise öğrencilerinden alınan para sayesinde köy kendini
çeviriyor, üniversite ve doktora seviyesindeki öğrencilere daha iyi hizmet
sunuyor.
Bir yandan da genişliyor. Matematik köyüne felsefe köyü
eklendi, bitti sayılır. İstanbul'lu bir grup fedakar, bitişik araziye 'Tiyatro medresesi' yapmış. Ali
Nesin'in hedefi yakında bir 'Fen Lisesi'
açmak.
Türkiye'de onca yer gezdim; onca 'başarı örneği'ne tanıklık ettim, Matematik Köyü kadar beni
etkileyen başka yer görmedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder