3 Ekim 2015 Cumartesi

Volkswagen skandalının önemli bir ayrıntısı

Bugünkü Hürriyet'te çıkan yazımı burada da paylaşıyorum. Yazının içinde adı geçen firmalardan Bosch bir açıklama gönderdi, onu da burada yazının en altına koyuyorum:
*

Bütün dünya neredeyse iki haftadır Volkswagen skandalını konuşuyor; gazetelerde dergilerde tonlarca yazı çıkıyor skandalla ilgili. Sağolsun, Hürriyet ekonomi servisi ve gazetemizin otomobil yazarı Emre Özpeynirci de, daha ilk günden itibaren okuyucuları bilgilendiren çok önemli haberlere imza attılar.
Yine de kısa bir özet vermeliyim, daha sonra söyleyeceklerimin doğru ve iyi anlaşılabilmesi için:
Mazotla çalışan motorların benzinli motorlara göre avantajları ve dezavantajları var.

Mazotun avantajı ve dezavantajı


Başlıca avantaj, bu motorların aynı miktar yakıtla daha fazla mesafe yol kat edebilmesi ve çok daha az sera gazı (esasen karbonmonoksit ve karbondioksit) salması.
En önemli dezavantaj ise mazotla çalışan motorların benzinli motorlara göre çok daha fazla azot oksitler çıkarması.
Azot, atmosferimizin yüzde 78'ini oluşturan, tek başına zararı değil faydası bile olan bir atom. Ancak çok yüksek sıcaklıklarda, 1600-1700 derecelerde çevredeki oksijen atomlarıyla etkileşime giriyor, yani oksitleniyor.
Ortaya çıkan azotoksit veya azotdioksit insan sağlığı için çok tehlikeli bir gaz. Her yıl sadece Amerika'da 60 bine yakın insanın doğrudan azotoksitlere bağlı sebeplerle öldüğü tahmin ediliyor.

Amerika'da kural çok sert


Amerika'da sağlık kuralları azotoksitler konusunda Avrupa'ya göre çok daha sert. Amerika'da otomobiller için izin verilen azotoksit miktarı 1 kilometrede 0.04 gramken Avrupa'da aynı rakam bunun dört katından fazla: Her kilometrede 0.18 gram.
Bu sert kural yüzünden belki de, Avrupa'da (ve Türkiye'de de) yollardaki taşıtların yarısı mazotluyken Amerika'da bu rakam biraz da Volkswagen'ın sayesinde daha yeni yüzde 1 seviyesine gelmişti.
Evet, Amerika'daki sert kuralları yerine getirmeyi başaran yegane firma Volkswagen olmuştu; daha önce Mazda ve Honda bu şartları yerine getiremediği için mazotla çalışan araç pazarına girememişti.
Peki Volkswagen bu zorlu şartı nasıl yerine getirdi?

İstese bir günde düzeltir ama...


Getirmediğini, hile yaptığını artık biliyoruz ama bir an öyle varsayalım. Bu firmanın şimdi suçlanan 2 litrelik TDI motoruyla egzozu arasına bir 'azot oksit tuzağı' konuyor.
Bu tuzak, bir başka Alman firması olan Bosch tarafından üretilmiş.
Otomobilin bilgisayarında yer alan yazılımlardan biri, o an otomobilin bir labaratuvarda egzoz gazı testinden geçip geçmediğini anlıyor bir biçimde ve eğer aracın test edilmekte olduğunu düşünürse o azot tuzağını tam kapasite çalıştırmaya başlıyor. Tuzak çalışınca egzozdan çıkan azotoksitler birden emredilen seviyelere düşüyor. Ama aynı yazılım diğer zamanlarda tuzağı çalıştırmıyor veya çok düşük kapasitede çalıştırıyor ve şimdi araştırmalar sonunda anlaşıldı ki o zamanlar egzozdan izin verilenin 40 katına varan azot oksit çıkışları oluyor.
Yani, Volkswagen'ın suçlanan 2 litrelik TDI motorunda aslında çalışan bir filtre sistemi var ama firma bu sistemin çalışmasını istemiyor.
Neden?

Performans düşünce davalar gelir


En önemli sebep bu filtrenin tam kapasiteyle çalışmasının motorda aşırı ısınmaya yol açması ve dolayısıyla motor performansını düşürmesi.
Yani Volkswagen istese yarın sabah bir yazılım güncellemesiyle dünya çapındaki bütün 2 litre TDI motorlu araçlarını Amerikan çevre kurallarına uygun hale getirebilir aslında.
Ama şirket bunu yaptığı anda esas büyük problemleriyle karşılaşmaya başlar.
Çünkü, Amerikan Federal Çevre Koruma Örgütü EPA'nın araç başına 37 bin dolardan Volkswagen'e kesebileceği maksimum ceza 18 milyar dolar. Ne var ki, geçmiş örneklerde (ki ölümlü örnekler var, Ford'un ve Toyota'nın başına gelen) bu maksimum cezanın çok aşağılara indiği biliniyor.
Ama esas sorun tek tek araç sahiplerinin aracın performansı düştükten sonra açacakları davalar, hatta toplu davalar. Bunlardan çok yüklü tazminatlar gelebilir Volkswagen'a.

Büyük ihtimalle Alman firması şu an, yıllardır yapması gereken araç performansını düşürmeyecek bir filtreleme sistemi yaratabilmek için zamana karşı yarışıyor. Sadece yazılım güncellemekle kalmamak, sorunu kökünden çözebilmek için...

Bosch'un açıklaması


Raporlarda adı geçen VW modelleri için Bosch, common-rail enjeksiyon sistemi ve ayrıca egzoz gazı arıtma sistemleri için teslimat ve ölçüm modülü tedarik etmiştir.

Otomotiv sektöründe yaygın olduğu üzere, Bosch araç üreticilerinin şartnamelerine göre aksam tedarik etmektedir. Tedarik edilen aksamların bir bütün olarak sistemde kalibrasyonundan ve entegrasyonundan ise ilgili araç üreticisi sorumludur.

Mevcut sorun temelde dizelle ilgili değildir. Aksine, yanmalı motor mühendisliğinde modern dizel teknolojisi, en düşük kirlilik salınımına yol açtığı için en iyi sistemdir. Modern dizel güç aktarma mekanizmaları, Avrupa'nın sera gazı emisyon hedeflerine ulaşmak için vazgeçilmezdir.

Bosch hem tüm sürüş durumlarında ve çalışma modlarında hem de yüksek hızda ve ani hızlanmalarda emisyonu azaltabilen enjeksiyon ve egzoz-gazı arıtma sistemleri geliştirmektedir.  Dizel, küresel CO2 hedeflerine ulaşmada kilit bir teknolojidir. Daha da önemlisi Bosch, dizel motorlarından salınan CO2’nin yüzde 10 oranında daha da azaltılabileceği potansiyeline inanmaktadır.

Ayrıca dizel araçlarda nitrojen oksit emisyonlarını daha fazla azaltmaya yönelik önemli bir potansiyel de bulunmaktadır. Örneğin, Bosch Denoxtronic resmi sürüş testlerinin kapsamadığı koşullarda dahi yüzde 95’e varan bir azalma sağlamaktadır. Bosch, dizele bağlılığını sürdürmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder